yandığı yerdeki karaltı kadar iz bırakır insan hayata...
en hassas yerine dokunabildiği kadar sevdiği yüreklerin.
yanaklarını aşındırabildiği kadar güçlü,
dudaklarını gerebildiği kadar mutlu olur.
içli bir keman sesinden ne duyduğu bağlantılıdır biraz
hayata bakış açısıyla.
ya da,
kahkaha atan çocukların sesine yaptığı yorumuyla.
şarabı içerken şişenin sonundaki haline mi,
yoksa mayhoş tadının sarhoşluğuna mı kafa yorar?
ölürken??
hatırlanmak mı, özlenmek mi
yoksa öteki tarafta rahat bir hayat mı?