"Gidene mi zor, kalana mı?" avamlığından çok daha fazlasını düşünmek zorundayım, beğenip beğenmediğimi düşünme fırsatım olmayan kabuğumu terkederken.
Yaprak döken yanım, "dur gitme, başına gelecekler en fazla bu kadar olabilir, zaten sürünme konusunda yeterli tecrübeyi edindin" derken; bahar bahçe yanım "burada durulmaz artık, ne seni bağlayan, ne de haline ağlayan yok, yeni başlangıçlar, yeni hayat, yeni umutlar" diyor.
Ve benim arafta kalacak sabrım, dermanım ve zamanım ne yazık ki yok.
Dereyi dahi geçemeyen biri olarak okyanusa göz atmak, akıl sahibi birinin yapacağı iş değil.