Kanaatime göre felsefe tarihinde bu söz kadar sloganik bir söz daha yoktur. Söz oldukça basit gibi görünür ama çok çok anlamlıdır.
Bizim cahil insanlarımız bu sözü tanrıya başkaldırı, hakaret olarak değerlendirler.
Tanrı aslında bütünüyle insan tarafından yaratılmış değerlerin temel dayanağı olarak düşünülebilir.
insanlar özü bakımından kurgusal olan bir şeyi realite olarak görmeğe yatkınlardır. Çünkü çoğunluk basit izahlara muhtaçtır. Ve inanç kanalıyla bu izahlara ulaşırlar kafalarının rahatını da bu yolla sağlamış olurlar. Yani önemli bir yükten inanç vesilesiyle kendilerini kurtarırlar. inanç işlevseldir fakat hakikati asla yansıtmaz. Kurgusal da olsa bir tanrı inancı kişiler için huzur sağlıyorsa bir açıdan yararlıdır da.
Ama hakikatin şairleri asla pes etmezler. Onlar Kafalarını yormaktan, kendi kendilerine ıstırap olmaktan da çekinmezler. Gerekirse Tanrılarını da öldürürler.
Ya da herkesçe inanılsa da artık ölü olan bir tanrının ölümünün haberini verebilirler. Ve nasıl öldüğünü, onu kimlerin nasıl öldürdüğünü anlatırlar.
Niçe, artık tanrısız bir dünyada ortaya çıkacak olan yeni değerler üretme probleminin üzerine eğilir.
Üstadımız niçe'nin tanrıtanımaz olduğunu biliyoruz. O 'inançlar hakikat düşmanları olarak, yalanlardan daha tehlikelidir. Diyordu.
Yine bir yerde tanrı diye hürmet edileni tanrıya benzer bulamadığindan bahsediyordu.
Demek ki eğer bir tanrı varsa ya da olsaydı şöyle olurdu diye aklını bir tanrı tasarısıyla da meşgul etmiş...
E o zaman deizm bize faydalı olur mu diye düşünecek olursak o da beraberinde yeni problemler getirecektir diyebiliriz.
Çünkü her türlü tanrı inancı bir tasarı sürecine bağımlıdır. Dinler nasıl bir tanrı yaratıyorsa deizim de insanların kendince, inanmak istedikleri şekliyle bir tanrı yaratması olur. Kendi inancını, dileklerini yine tanrıya dayandırması, söyletmesi anlamına gelir.
Zaten Tanrının ölmesi/öldürülmesi için insan tarafından yaratılmış olması gerekir..
Eğer varsa, gerçek bir tanrı hakkında kesin olarak hiçbir şey söyleyemeyiz. Söylediğimiz anda o bizim üretimimiz olan bir tanrı olur.
Bu açıdan yaklaşacaksak her türlü tanrı inancı kısacası tanrı da bir puttan başka bir şey değildir. Ve put olmaktan daha öteye de geçemez.
O nedenle her türlü din ve tanrı inancınını terk etmenin bir günahı da olmaz. Mantıken bu bir Suç da sayılmaz.
Son olarak, Hakikatin kendi uydurduğumuz anlamlara inanmak olduğunu zannederek yaşamak nasıl ki hakikatten kaçmaksa, tanrıyı öldürmüş olmak da özgürleşmek ve tanrının memnuniyetini kazanmaktır.