geberdiğim vakit. hadi biraz insaflı davranayım kendime. öldüğüm vakit gömülmeyeceğim. tuhaftır bir insanoğlu toprağa gömüldüğü vakit köklenip açmaz. toprağın ta kendisi olduğumuzdan mıdır? ama ben gömülmeyeceğim. ekileceğim bir toprağa. içimde bir yerlerde hep yeşermek isteyip de kurumuş tohumlarım var. ve hep sevmişimdir kahverengini. kahverenginden çıkan rengârenkleri.
ben.
ben ekildiğim vakit, ölmemiş olacağım. esas o zaman yaşayacağım. bir çiçek gibi değil, ben bir çiçek olup açacağım. tohumumda, içerilerde iyi bir şeyler var biliyorum, daha doğrusu umuyorum.
ben.
ben tohumum ekildiği vakit güzel bir çiçek olacağım. belki adım günebakan olur, küserim bakmam, bilmiyorum. ama umuyorum. artık küsmeyip güne bakmayı umuyorum. hiç değilse ekildiğimde. kısacık sürecek belki saltanatım. güzel bir kadının saçlarını süslemek için kopartılacağım yeniden doğduğum yerden. zaten hep öyle olmadı mı? zaten hep öyle olmadım mı. yine başkalarını süslerim, dert değil. biraz nefes alayım, devasında değilim. ben zaten yıllarca makas değdirmediğim saçlarımı bir el yalansız dolansız okşar diye beklemedim mi. sonunda budamadım mı onları da.
biraz olsun saçlarımın yetimliğini alınsın istedim, belli etmesem de. saçlar gitti, yetimlik bâki kaldı. yine başka saçları süslemek olsun sonum, dert değil. biraz gerçek nefes almak varsa ucunda, yine gam değil.
ben.
benim yeri ayrı bir dostum derdi ki "zaman üzerimize basarak ilerliyor"
kim kimin üzerinde ilerliyor artık onu dahi bilemiyorum. sahi nerede o? bedeninden haberim var da, ruhunu gerçekten bitirdi mi eze eze? bitirmesin.
ama ben.
çiçek olup açacağım o kahverengilikten. anamın kızıl karnından doğduğumdan beri açamadım güzel çiçekler gibi. ne zaman rüzgâr değdiyse, esintisinde mayhoşluğa razıyken kasırgalar kırdı geçirdi yapraklarımı. kalan yapraklarımı da kendim yoldum. ve son umudum, kahverenginden rengârenk açmak. allah'a isyan değil, buna da şükür. ama ben, bilirim ki bir "o" benimle. bir gün affeder belki.
ben.
ben için geç kalındı. ne benim kursağımda bir heveslik daha yer kaldı, ne de zaten hep ama hep önce çiğnenip tükürüldükten sonra gelen, hep ama hep geç kalınmış şaibeli devamı korku dolu mutluluklar avutamaz oldu beni. rengârenk olamadım. ama o gün olacağım. ucunda koparılsam da, birkaç saniyeliğine de olsa rengârenk olacağım. Söz verdiğim gibi, herkesi kendimden kurtaracağım.