kadına şiddetin nedeni beslenme mi

entry2 galeri
    1.
  1. Başlığın tamamı: kadına şiddetin ve suç oranlarındaki gözle görülür artışın altında yatan şey beslenme konusunda yapılan hatalar olabilir mi?

    Bana göre keainlikle öyle, neden?

    insan hem saldırgan hem de uysal bir tür. Açken resmen gözü dönebilen bir tür! Bir canlının dişisi o türü anlamanın en net yoludur, ne varsa ilk onda görebilirsiniz çünkü o duyusal anlamda daha hassastır, bu demek değil ki daha kırılgan, daha hassas yani daha kolay tepki verir. Bir kadının aç olduğunda hemen sinirlenebildiğini gözlemeniz daha kolaydır.

    Çok uzun nir yazı yazmak istemiyorum, asıl başlıkta yazan şeye, kadına şiddete odaklanalım. Her çiftin arasında kavga olabilir, bu belki de normal değildir ama çok yaygın olduğu kesin. Küçükken anne ve babamın kavgalarına sıkça şahit oldum.

    Toplumda hatırlanan kadın cinayetlerine bir bakın, genelinde maddi durumu iyi biri bulmanız zor birkaç örnek dışında. Aslında o genelleme dışı örnekler aslında sorunun maddi güçten ziyade, o maddi güçle bile yaşanabilir olduğunu gösteriyor.

    Hayatımıza son 70 yılda, özellikle de son 30 yılda giren ve reklamlarla gözümüze gözümüze sokulan sözde besin ürünleri var. Yahu iyi bir besinin reklamı yapılır mı!! Siz hiç reklamda brokoli, ceviz, mercimek gördünüz mü?! Göremezsiniz çünkü reklama gerek yoktur, sağlığınk düşünen arar, bulur ve yer! Yok şu ürün tok tutarmış, yok şu ürünü yersen assolist hissedermişsin, bir diğer ürün seni bulutlara çıkarırmış. Resmen evde televizyon başındaki çocuklara beyin yıkama pisliğinde!

    Bakıyorsun ülke, dünya'da en çok antidepresan kullanan ülkeler sıralamasında pike yapmış nerdeyse. Sözde psikolojiyi topluyor! Yalan! Psikolojinin bpzuk kalması için bir zaman durdurucu tipinden öteye gidemiyorlar çünkü bir ilaç hastalığı düzeltmez onu sadece bloklar, altta yatan sorunu çözemezsen o ilaca bağımlı yaşarsın. Nerdeyse ilacı olmayan kimse yok ülkede.

    Lisede ağır hastalanmıştım, doktora gittim ve apandist ameliyatı olmam gerekiyordu, oldum ve ertesi gününden sonra bir tane bile ilaç içmedim. Gerek yok, o ağır semptomların çoğu geçti, önemli olanları!

    Şimdi gelelim ruhsal bozukluklara! Duymayan kalmamıştır, bağırsak ikinci beyindir! Doğru çünkü vücuda ihtiyacı olan tüm besinler(yapıtaşları, vitamin ve minareller) oradan vücut dolaşımını katılır. Bağırsağınız sağlıklı değilse asla siz de sağlıklı olamazsınız, hiçbirimiz olamayız! Bir d vitamini eksikliğinde bile vücudu harap etmeye yetiyorken, düşünün çoğu besinin eksikliğini! Yaşayamazsınız, zombiden farkınız kalmaz!

    Ki zombili film ve dizilerin bu kadar çok olmasının nedeninin bir zombiliğin bir metafor olmasından kaynaklandığını bile düşünmeye başladım!

    Şuur yok, şuur! Zombiyi normal insandan ayıran en önemlisi şuur! Sizce bu tip suçları işleyenlerin şuurları açık mı, ne yaptıklarını bildiklerinden emin misiniz? Karıncayı bile incitmekten çekinenlerin olduğu bir türde şuurlu olanların böyle şeyler yapması normal mi?!

    Aksini iddia etmek bana komik geliyor!

    Yok yüksek fruktoz mısır şurubu, yok titanyumdioksiti, yok florürü..

    Paket gıda ne, niye besinler işleniyor, stok yapmazsak veya uzun ömrü olmazsa gıdaların aç mı kalacaz! Saçma, saçmanın daniskası! Düşünün bi ama cidden düşünün! Önce hasta doğan çocukları düşünün, erken yaşta şeker hastası olanları düşünün ve en çok kendinizi düşünün, en son ne zaman enerjiden patlıyordunuz ve ne değişti, bunları iyice düşünün sonra kendiniz karar verin aslında olan ne!
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük