türkçeyi içler acısı kullanan birisinden çikmasi, kurgunun vahametini gösterir olay.
"her yonden daha iyi olan ingilizcenin, türkceden daha iyi olması"
cümleye bak, her yönden iyi olanın iyi olması, iyi olmuşken daha da iyi olmasi, süper iyi olmasi vs.
üstelik kültürleri-dilleri vs. birbiriyle kıyaslamak ancak çocuk işidir. üstelik aynı dil grubuna dahi ait olmayan, dilbilgileri birbirine kıç kıça ters olan iki dil arasında kıyas yapmak?
su an teknolojiyi kullanan insanlar olarak, teknolojinin getirdiği terimleri ingilizlerden aldığımız için ve dilimize girdiği için doğal olarak ingilizceyi iyi gibi düşünürüz, hani daha çok ingilizce terim biliyoruz ya... ee hemşerim sen bulsaydın senin dilindekileri kullanırdı adamlar, mesela sen yoğurtu buldun da adamlar sanki yoghurt demiyor mu, buyur...
ortada bir iyi kötü durumu varsa, bizim türklerin böyle oturdukları yerden onu bunla kıyaslaması, şunu onla kıyaslaması. sen bunları yaparken, adam bir şey daha buluyor ve o yine o adamın diliyle senin diline giriyor.
hem size bir anektot daha;
sen sevgini onlarca kelimeyle anlatabilirken, aşk ile sevgini ayrı ayrı kalıplarda anlatabilirken dilinle, adam sadece love'ı kullanabiliyor. ha tabi sen hanzosun, birazcık oturup kızarkadaşına olan sevginle, ailene olan sevgini ayırt edebilirsin ikisine de aşığım vs. demezsin, oturur yüzlerce olasılıkla yüzlerce müthiş sevgi cümleleri oluşturabilirsin anadilinle, ama kalkıp i love you diye mesaj atarsın. türkçenin mi şuçu bu a... koyayım...
ha a... koyayım diyorum, s.kmek eylemi de senin dilinde onlarca yan anlamıyla kullanılabilirken ki bak koymak, düzmek, döşemek vs., adamlarda fuck ve screw'dan başka belki bir belki iki tane anlamı vardır, ama yine de türkçe ingilizceden üstün değildir, ingilizce de türkçeden. elma ve armut meselesi, hiç bir dil diğerinden üstün olamaz.
kimse uyarmadan edit; aşk ve sevgi olayını yazmışlar üstte, kusura bakmasınlar... hem kalsın, kafalarına kafalarına indirmiş oluruz böylece, anlasınlar.