iki yıl geçti seni kaybedeli. kulaklarım çınladı bu sabah annemin iki sene önceki sesiyle yeniden: 'deden öldü, kalk kızım, anneannene gidiyoruz.'
o tabutu gördüğümde anladım senin öldüğünü. hayatım boyunca canım hiç bu kadar yanmamıştı. ölüm gerçeğinin hiç bu kadar acımasız olduğunu bilmezdim ben. bir gün sevdiklerim göçüp gideceği gerçeği yoktu benim için. insanlar doğar ve yaşarlardı. hayatımın sonuna kadar benimle olacaklardı. ölüm yoktu.
ben sende öğrendim yaşarken nasıl ölüyormuş insan. seninle birlikte bütün çocukluğumu, mutluluğumu da gömdüm ben o toprağa.
biliyorum, mutlusun orada. bu dünyada yaşadığın bütün zorlukların mükafatını alıyorsun şimdi.
beni merak etme canım dedem. en sevdiğin torunun, senin istediğin gibi, kendinden taviz vermeden, bütün zorlukları aşa aşa, dimdik yürüyor bir gün sana geleceğini bilerek. ve bize bıraktığın emanetine, elli iki yıllık eşine, annemize, anneannemize gözümüz gibi bakıyoruz.
yetim kaldık sen gidince be dedem. bir yanımız hep eksik iki senedir.