Bende de var olandır.
Baktığın zaman mantığa uyan hiçbir tarafı yok ama ben de inanıyorum. Öyle bir kitabın, bir deniz kabuğunun, bir kolyenin ruhu vardır romantikliğinde değil. Direkt olarak tüm eşyalarla ilgili böyle düşünüyorum. Bir koltuk, bir masa, bir kağıt parçası, önem vermediğin her şey. Yaşanmışlıklarımızı onlar da yaşıyor gibi geliyor. Ruhları var işte.
Ben eşyalarımla konuşurum bile bazen, kupa bardağımı öperim. Ayağımı sehpaya çarparım ve "ne yapıyorsun ya?" diye kızışırım. Geçen sene ev arkadaşım fırını tekmeledi diye çok kızmıştım mesela, mis gibi çalışan fırına neden nefretini geçiriyorsun?
Her şeyi sev, iyi enerjini geçir vs. Gibi teorilerim olduğundan değil. Bu düşünmeksizin harekete geçirdiğim bir yönüm.
Şimdi gidip dolabıma sarılacağım mesela. içimden geldi. Canım dolabım, seviyorum seni.