kendimi bildim bileli rap dinlerim, özellikle de türkçe rap dinlerim, hiçbir zaman bu "rap" türünü onaylamadım, ama küfür etmeye ve/veya hakaret etmeye de gerek görmedim. bir kere "kalitesiz" müzik değil ben fero'nun yaptığı şey, bunu fark etmek lazım. bizim zevkimize hitap edip etmemesi ayrı şey, müzikal kalite ayrı bir şey, ben fero kalitesiz, özensiz işler yapmıyor. hele khontkar, müzikten çok iyi anlıyor. bunu bilelim ve geçelim;
bu işler arz-talep meselesi. sadece rap konusunda değil, sanatın her türlüsünde yaşanan yozlaşmanın bir getirisi. fero bunu okuyorsan kızma kanka. anlatınca hak vereceksin.
yani ne anlatmak istiyorum? kültür endüstrisi bize bireyselleşmeyi, boş vermeyi, hayatımıza bakmayı, hoplamayı, zıplamayı, kafa yormamayı ve türevlerini aşıladı durdu.
bugün liseli kardeşlerimiz de üniversiteli arkadaşlarımız da eğlenmek istiyor, sadece eğlenmek istiyor. (çok büyük bir çoğunluğu)
ben henüz küçük bir çocukken, bana bilmediğim bazı gerçeklerden bahseden adeta kitap niteliğinde parçalar dinlerdim, dünya görüşümün şekillenişinde etkili olan rapçiler olmuştur ve katkıları oldukça büyüktür. türkçe rap'in birinci neslini geçiyorum yani ceza, sagopa, fuat, sahtiyan ve dr. fuchs'u atlıyorum. onları bu başlıkta eleştiriye veya kıyasa sokmak bile haksızlık olacaktır, o farklı bir kulvar. peki ben kimlerden bahsediyorum?
indigo, saian, karaçalı, allame, hayki, sansar (ve belki unuttuğum bir iki isim daha)
ben bu adamları sever, onların dünya görüşünü beğenir, yaptıkları müziği dinlerim.
ben fero dinleyen kardeşime de senin allah belanı versin rap bu değil diye çıkışmam, gerek yok. en fazla bir iki parça öneririm, severse dinler, sevmezse kendi bilir.