Yaklaşık 15 kişi saldırdılar. kumpası ilkokul arkadaşım kurdu. gel gezelim furkan diyerekten beni kafaya aldı. ben de gezelim kardeşim dedim. küçük bir gezintiye çıktık. bir süre sonra yanımıza birileri gelmeye başladı. her adımda sanki bir kişi daha ekleniyordu. ben o dönemde zaten paranoyak biriydim. durumdan hemen şüphelendim. şüphelendim de kaçmaya kaçamazdım. dedim: ''oğlum furkan dayağını ye, paşa paşa evine git sonra.'' Bunlar beni arka mahalleye çektiler, ilk hamleyi de o ilkokul arkadaşım yaptı. yere attım kendimi, cenin pozsiyonunda olabildiğince darbelerin etkisini azaltmaya çalıştım. bu piç arkadaşım (kusura bakmayın) yerden kaya, taş arası bir şey aldı tam kafama atacak aralarından bir çocuk (hiç tanımadığım) engel oldu, son anda kafama gelmedi. dayağı yedikten sonra üstüm kan revan içinde eve gittim. bir de yolda korkuyorum, diyorum bizimkiler görürse sıçtın furkan, bir dayakta bizimkilerden yersin. neyse ki evde değillerdi. yırtılmış kanlı gömleğimi görmediler. darbe izleri vardı ama onları da kavga ettim diyip geçiştirdim. Ufak bir detay: Bu çocuk beni kendi semtinde dövdü. Fakat bu hep benim semtimin oralara gelirdi. Okulu bizim oradaydı. Bununla bir gün denk geldik. istesem o an yerin dibine gömerdim onu (ki 1v1'de bile beni alamayacak bir çocuk) fakat kavga etmek yerine sadece yanıma çağırdım. Bak dedim! ''Ben senin gibi kahpe değilim. istesem seni bu mahalleden çıkartmam, bunu sen de biliyorsun, sırf ilkokul arkadaşımsın diye bir şey yapmıyorum sana. Şimdi defol git bir daha seni buralarda görmeyim.'' diyip çocuğu salavatladım. Dayak yediğim dönem ben çok deli dolu biriydim, nasıl böyle dedim, o beni nasıl dövmeye cesaret etti, hala anlamış değilim.