geri kalmışlıkla yaftalanmaması gereken ve nasıl ki bekaretin gereksiz olduğuna inanan kişilere saygı duyulması bekleniyorsa aksini savunduğu ve buna inandığı için saygı duyulması gereken insandır.
belki inanç, belki tercih, belki baskı, belki koşullar.. hangi sebeple olursa olsun bu bir düşüncedir ve yüzyılların geçiyor olması bu düşüncenin çağ dışı, medeniyet dışı olduğu anlamına gelmediği gibi cahiliyet belirtisi değildir. her zaman savunulan kişilerin tercihlerine saygı duyulması ve her türlü seçimin anlayışla karşılanması gerektiği ise, neden bekarete önem veren zihniyetlere bu uygulanmıyor ve saygı duyulmuyor, üstüne geri kalmış olmakla suçlanıyor.. kime göre geri kalmış, neye göre geri kalmış, ileriyi kim belirliyor sorularını sorduyor insana.
evet bekaret bir zar parçasıdır lakin bu kadar basite indirgenecek bir olgu değildir. sadece o zarı koruyor olup, ruhu pislikten arınmayan insanlar bekareti savunan insan olarak addedilmemeli ve genelleme için örnek kabul edilmemelidir. bekareti savunmanın ne olduğunu anlayıp, algılayıp o şekilde yorum yapılması yerinde olacaktır.
nedir bekareti savunmak?
"sevgi" ve "aşk" gibi temiz duyguların arkasına saklanıp, bu duyguları kendine kalkan yapıp, hayatına girmiş her erkekle birlikte olan kişileri anlayamamak ve onların kirli zihniyetlerine katılmamaktır.
mahremiyetin anlamını bilmek, bunun özel bir durum olduğunu kavramak, sıradan bir zardan ibaret olmadığını algılamaktır.
sanırım şu sonucu çıkarmak mümkün ileri dönük insan olma konusunda.
para karşılığında bir çok erkekle birlikte olursanız kibar tabiriyle hayat kadını, lakin "aşk" kelimesi arkasına sığınıp birlikte olursanız ileri dönük, aydın, medeni kabul edilirsiniz.
sonuç mu?
sonuç her iki durumda da bir çok erkekle yatmış olursunuz, sadece yaftalanmanız farklı olur.
siz siz olun aşk! uğruna yatın.. medeni insan oluyoruz vesselam.
