bir dokunsan bin ah işiteceğin durumdur. kadınlarla çalışmak zor değildir, kezbanlarla çalışmak zordur. bu kezbanlıkta bu kültürün bir dışavurumudur. kezbanlar çünkü sadece iş yapmaz, sadece işle ilgilenmez ve tatminsizdirler. erkeğin olduğu yerde çekincen tavırlarının dışında erkeği kendi isteklerini onaylayan merci görme eğilimindedirler. hele hele sizden üst bir pozisyondaysa bu pozisyonu kendi kişisel isteklerini kullanmak için kullanma eğilimi daha fazladır. sürekli bir dedikodu havası hakimdir. sinirlenince boğazında dünden kalan saksonun acısını haykırır. gereksiz, hiçbir akla dayanmayan yeni şeyler üretir ama bu yaptırmak için çırpındığı şeyler aslında bir gereklilik değil, ben istiyorum, ben istedim sen yaptın demek için önceden düşünülmüş, uydurulmuş saçmalıktır.
bide karılaşmış erkekler vardır, bunlar amcık beyinli dediğim tiplerdir. devamlı bir kezbanın götünün dibinde durup her gün onu yalama hizmetini sürdürür ve tasması olaki birinin elinden kayıp giderse varoluşsal sıkıntıya girer diye korkar.
bunun yanında iyi dediğim kadınlarla çalışmak da vardır, bunlarla çalışmak zevk verir çünkü yan yana oturduğunda konuşabilecek bir paydan oluyor. kezbanlar gibi her kelimesinde ayy berke bana şöyle baktı, ya da evliyse kocasıyla yaşadığı kendi dışında kimsenin ilgisini çekmeyecek şeyleri paylaşmışıyor.
biraz doluyum bu konuda. aslında yapım gereği siker atar amuna koyarım ama kafama vura vura sindirdi beni annelerini riske atmak isteyen piçler.
