Dün maç sonu basın toplantısında ne kadar düzgün ne kadar efendi, ahlaklı bir insan olduğunu tekrar görmüş olduğumuz teknik direktör.
Keşke tuttuğum takımın, galatasaray'ın başında fatih terim gibi bir kötülük değil de böyle örnek, böyle düzgün kişiler hocalık yapsa diye içimden geçirdim dün yine.
Başakşehir takımının ak parti hükümetiyle organik bir bağı olmasaydı, inanın dünki maçta sırf bu terim belası sebebiyle başakşehir'i destekliyor olacaktım.
Abdullah avcı'ya gerçekten çok üzüldüm. Başakşehirli futbolculara da üzüldüm, sonuçta onlar işlerini yapmaya çalışan insanlar.
Dün sahada her türlü çirkefliği yapan galatasaraylılardı. en başta hocamız ve saha içindeki futbolcular ve onlara uymak durumunda olan taraftarlara kadar uzanan zincirleme bir terbiyesizliğe şahit olduk.
Utandım bir kez daha ve sevinemedim böyle bir şampiyonluğa.
Şampiyon olunuyor bir şekilde ama nasıl olduğun da önemlidir kanımca.
Terimle gelen son zamanlardaki şampiyonlukların 'geçen seneyi bunun biraz dışında tutabiliriz' bende güzel hatıraları yoktur.
Hala daha 2005-2006 senesindeki erik gerets ile kazandığımız şampiyonluğu filan özlüyorum. Düşünün üzerinden kaç sene geçmiş. hak ile ahlaklıca kazanılan her şey daha kıymetli oluyor demekki.
Umarım abdullah hocam bir gün seni bu takımın başında avrupada zaferden zaferlere koşarken görürüz.
Olur da belki denk gelir okursun sevgili hocam.