ayla abla'nın vardır selülitleri
erkek eli nedir bilmez çatlak elleri
ayla abla'nın doğuştan saçları dalgalı
bir türlü beceremez fön çekmeye kalkalı
elinde görürsünüz hep kalın bir kitap
geceye doğru okumaktan düşer bitap
bazen o da içlenir uykusu tutmayınca
27 yaşına gelmiş bulunmaz münasip bir koca
ayla abla sevmez pahalı iç çamaşırları
atlet don hepsi üç beş kuruşluk pazar malı
ama üç kuruş da olsa vermez korsan kitaba para
alır almaz bir kitap dizer sunta raflara
magazinden bilmez beşlik çocuğun bildiğini
sorsanız saatlerce anlatır rusya'nın devrim tarihini
pek bi uzaktan bakar sıfır beden furyasına
her öğünde sarılır karbonhidrat bombasına
doğuştan kahverengidir iri çekik gözleri
'numaralı' deyip takmaz yeşil mavi lensleri
kibar konuşur ama ağzını 'a' 'o'latmadan
yardım isterseniz ilk o koşar nazlanıp 'ya yo' yapmadan
'koçum ayla' diye tanınır erkekler arasında
erkeklerle pek arası olmamıştır aslında
birkaç kez denemiştir birine aşık olmayı
onlar da ayla ablaya basmıştır 'kanka' diye damgayı
son kez haber aldığımda aşık olmuştu ayla abla
birkaç aydır bakmaz olmuş kitapların suratına
40'a kapıyı dayayınca it kopuk birine varmış
içmeden gelmezmiş adam eve birkaç kez de aldatmış
gelinlik bile giymemiş üç kuruşluk bir takım
komşular kulaktan kulağa 'ayla hanıma bakın'
kocası istemiyor diye memuriyeti bırakmış
herif de basıp gidince beş parasız dul kalmış
yemek kaynamaz olmuş ocakta boş tencere
evde yok numarasına yatmış ev sahibi gelince
çaresiz kalınca böyle sarı yapraklı kitaplar
sahaflarda ancak erzak parasına satılmışlar
demek bu dünyada cahil olmak gerekmiş
zamanında o da bol bol flört edip süslenmeliymiş
çok dayanamamış ayla hanım gidenin arkasından
ince hastalığa düşmüş kitapların yasından
bilen duyan olmamış pek ayla ablanın öldüğünü
bazıları söylerler bir salı gömüldüğünü