sözlük yazarlarının çocukluk travmaları

entry34 galeri
    10.
  1. Kamu spotu: Bu hikaye, taharet bezi ile ilgilidir. Midesi kaldıramayacak olanlar okumasın.

    Babamın anneannesi kuzenimde yaşıyordu. Yarı türkçe, yarı yugoslavca konuşan, Yaşlı, huysuz, geçimsiz bir kadındı. Burnu yere düşse almaz derler ya, öyle de bir kadındı rahmetli. Bize etmediğini bırakmazdı, yine de severdik. Kıkır kıkır söyleyemediği Türkçe kelimelere gülerdik.

    Bu kadar detayı neden verdim bilmiyorum?Ruhu şad olsun aksi ihtiyarın.

    Kuzenimde çok sık kalırdım o zamanlar. Artık ben de evin bi kızı gibiydim. Temizlikse temizlik, sofra kurmaysa sofra kurma.

    Yengemin günü vardı yatıda olduğumun ertesi günü.

    Bana da dedi ki,
    -merve kızım, sen de toz al.
    -Tamam yenge, dedim.

    Gittim banyodan toz bezi aldım, cam sil aldım. Ben toz alıyorum, kuzenim yerleri süpürüyor. Yengem mutfakta, güzel kokular geliyor mutfaktan.

    Derken büyük anneanne salona girdi.

    - piii sana mirvi, taharet bezimle naparsın?

    Taharet bezi ne ola ki?
    Ulan!
    Taharet! Bez!
    Allah kahretsin, kesip atayım elimi. Ne eli? Kolumu... Ya da kendimi atayım camdan. Ölmem de 1. Kat.

    Yakalım bezi sürdüğüm masayı, zigon sehpaları. Yenge çakmak getir, bir şeyler yapın.

    O an öğrendim taharet bezinin varlığını.
    Varlığı türk varlığına ceza olasıca...

    Bundandır ki, Toz almak bir travmadır bende.
    26 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük