son zamanlarda, kendi kendime yabancı oldum. ne ilginçtir bu yabanilik, kendi içimde bir çatışmaya da sebep olmuyor. içsel bir değişim için halbuki bir zıtlığın kaim bir mücadelesi de şart.. o halde yaşadığım şey binaenaleyh bir arafta kalmaktan başka bir ifadeyle anlamlandırılamaz.
dışardan nasıl gözüküyorum bilmiyorum bu sebeple. belki de antipatiktir. açıkçası bunun bir önemi yok. çünkü dışsal etkilere, insanların benim hakkımdaki düşüncesini, benim içsel bir kendi özüme olan iç görüden daha mühim olarak görmüyorum. yine de söyleyim ki, olağan dışı bir hareketim olmuşsa insanlara karşı, kusura bakmamalarını rica ederim.
fazla uzatmak istemiyorum, gerçi okunmasından ziyade benim bunu bir şekilde yazmam kendi özüme bir manifesto niteliği taşıyor. ancak buraya kadar okumuş zatı muhterem içinde okuduğu zahmet içün affımı istirham ederim. velhasıl araftaki ben, zıtlığın müspet tarafı için kendime bir muktedir olma zorunluluğu atfediyorum. bir bunalım sükuna ancak bir mücadehe sonunda erecektir. bu durumdan çıkmak ancak yine bir ruhsal denge ile yumurtanın içten kırılıp yeni bir hayatın sadrı gibi, bu içsel buhran, allah'ın nurunun bir tecellisi ve rahmetiyle tard olacaktır.
gayret bizden, dua dosttan, tevfik allah'tandır...