Tek bir şey ile kısıtlayamam bunu. Eskiden daha farklıydım. Yani daha çocuksuydum, daha aptaldım, olur olmaz her şeye kırılırdım, ailemde en değer verdiğim kişiye saatte bir gider kedi gibi sürtünürdüm. Ona bulaşmadan rahat edemezdim. Konuşalım diye saçma sapan şeyler anlatırdım. Şimdiyse tek kelime etmek bile yorucu geliyor ve ona ne zaman sarıldığımı hatırlamıyorum... Ki ben sarılmaya bayılan biriyimdir. Olanlar yüzünden zerre pişmanlığım yok. Yine olsa yine aynı şeyleri yaparım belki daha bile sert ve kararlı davranırım. Pişman değilim. At gözlüklerimden kurtuldum, insan ilişkilerinde daha olumlu düşünmeye başladım, anlayışlı olmayı ve kırılmamayı öğrendim, olgunlaştım. Bırakmamayı, pes etmemeyi, zorluklarla başa çıkmayı öğrendim. Ve artık sevdiklerime daha sıkı tutunuyorum. Ailemde en değer verdiğim insanın da değeri bende hala aynı fakat sadece kırgınlıklarım, kızgınlıklarım var. Zamanı gelince pişman olacağından emin olduğum için bunlara takılmıyorum.
Bu da benim dönüm noktalarımdan biri olsun...
(Bayağı dert anlattım burada ama olsun bu da sözlüğün amaçlarından biri sayılır. Sayılır değil mi?..)