gecenin derinlerinden öyküler

entry162 galeri
    45.
  1. Her zamanki gibi bir sabaha uyandığını sanıyordu. Başına geleceklerden habersiz bir şekilde uyandıktan sonra yaptığı rutin işleri tamamlayıp okula doğru yola çıktı.

    Arkadaşlarla mesajlaşmalar, okuldakilere geliyorum demeler ve okula geldiğinde dersten önceki rutin geyik muhabbetini yaptı yine.

    Girdiği ders başarılı olduğu bir ders olmasına rağmen bu dersten bir o kadar da sıkılırdı. Çoğunlukla dersi dinlemez notları sınıftakilerden alıp çalışırdı. Derste ise defterini çıkarıp çizimler yapardı.

    En son yaptığı ve tamamladığı çizimi ise çok sevmişti. Diğerlerinden farklı olarak bu seferinde sadece yüz değil bütün bir vücudu hatlarıyla çizmişti. O yüzden hem seviyor hem hayranlık duyuyordu bu çizime.

    Yine o defterini çıkarıp bu çizim üzerinde son rötuşları yapacaktı. Fakat büyük bir sorun vardı. Çizim baktığı sayfada yoktu. Şaşırdı. Başka sayfada mıydı diye diğerlerine bakındı. Ama yok bütün sayfalara bakmasına rağmen hiçbirinde yoktu.

    Büyük bir şaşkınlık yaşıyordu ve bunu yanındaki arkadaşları da fark etmişti. Ne olduğunu sorunca yok bir şey diyerek geçiştirdi. Defter bu defterdi. Diğer çizimler yerli yerinde o çizimim olduğu sayfada yerinde fakat ortada çizim yoktu. Biri mi sildi diye de düşünemedi. Çünkü silgi izi dahi yoktu sayfada.

    Dersler boyunca aklında dolanıp durdu bu durum. Ve durgun bir ruh haline girdi. Arkadaşları fark ediyor soruyor fakat hepsini sadece kısa cevaplarla geçiştiriyordu.

    Arkadaşlarına ne diyecekti nasıl anlatacaktı ki bu durumu? Kendi bile anlam verememiş iken.

    Dersler bitmiş otobüse binip evinin yakınındaki durakta inmişti. Yürürken arkasından birinin sürekli onun girdiği yollara girdiğini fark etti birkaç sefer göz ucu ile baktı fakat yüzünü göremedi.

    'Bir bu eksikti'

    Adımlarını hızlandırıp kendini apartmanın içine atmayı başarmıştı. Apartmanın içinden dışarı baktığında ise kimseyi göremedi. Ne tuhaf bir gün dedi. Basamakları çıkıp evine girdi. Yine günlük rutinlerini yaptı.

    Ne olduysa oldu diyerek çizimi yeniden çizmeye karar verdi. Masasına geçip oturdu. Tam kalemini alıp çizime başlayacak iken bir ses duydu ve arkasını döndüğünde korkudan donup kaldı. Kekeleyerek sen kimsin nasıl girdin evime dedi.

    Karşısındaki onu takip edendi. Hala yüzünü görmüyordu. Takip eden, üzerindekileri çıkarmaya başladığında ise onun korkusu yerine büyük bir şaşkınlığa bırakıp 'SEN' diye bağırdı. Ama nasıl diye devam etti. Düzgün konuşamıyor kekelemeye devam ediyordu.

    Karşısında duran onun çok sevdiği hayranlık duyduğu çizimin ta kendisi idi. Ama konuşmuyordu. Sadece elini kaldırıp havaya yazı yazıyordu.

    Kendi yarattığı bu karakteri görünce içinde şaşkınlık korku ve sevinç bir araya gelmişti. Gözleri dolmuştu. Olanlara bir anlam veremedi.

    Onun bu halini gören yarattığı karakter onun yanına gelip elini tuttu ve ona baktı.

    Sen sen diyip hem gülümsüyor hem gözyaşı döküyordu. Yarattığı karakterin varlığını elinde hissedebiliyordu. Ve daha fazla bu ruh haline dayanamayıp bayıldı.

    Uyandığında bir hayal olabileceği aklına geldi. Lütfen rüya olmasın lütfen rüya olmasın diyerek gözlerini açtı. Ve karşısında onu görünce sevinçle ona bakıp sarılıp kaldı odada.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1803038/+
    0 ...