sahte bir kaçıştır. bazen sıkıntılar bazen hedeflere olan uzaklığın getirdiği zorluklar bazen de amaçsızlıkla doğal hiççilik neden olur. Her seferinde farklı bir neden vardır. kimin sözüydü, nerden aklıma geldi bilmiyorum fakat çok güzeldir;
"dünyada insan sayısı kadar dünya vardır"
herkesin iç dünyası ve fiziksel dünyayı görüşü farklıdır. kimine göre eğlenceli kimine göre işkence dolu bir mekandır. aslında herşey anlık psikolojinin verdiği "kapana kısılma" hissidir ve sahte kaçış planı olan "intihar" devreye girer.
denenmesi bile korkunç düzeyde bir duygu yoğunluğunu temsil eder. genellikle "ergenlik" diye tabir ettiğimiz hormon düzeylerinin aşırı farklı salınımından ötürü oluşur. fakat bu olayın biyolojik tarafıdır. olaya biyolojik olarak yaklaşmak manasızlıktan çok acımasızlıktır. anlamak ve kendisinin anlamasını sağlamak en büyük amaç olmalıdır.
çoğu insan sadece karşısındakine cevap verebileceğini kestirdiği kadar cümleleri dinler. bu cümleleri gerçek manada düşünmez. işte buradaki durum bundan ibaret. düşünebilmesini sağlamak. yapacağı veya yapmayı planladığı eylemlerin nedenselliğini sorgulatmak. bunun için öğüt vermek değil, karşınızdakinin düşünmesini sağlamanız gerekmektedir. genel itibari ile psikolojik danışmanlık bunun üzerine kuruludur. ilaçsız, sadece karşıdakine doğruyu sorgulatabilme yeteneği ile. çünkü bu yetenek ile anlık duygu yoğunluğu oluşsa bile bunun mantık ve gerçeklik arasındaki bağını rahatça kurabilir, geçici olduğunun farkına vararak intihar gibi bir eylemi aklının ucundan bile geçirmeyebilir.
doğru insanlar, doğru konuşmalar ve doğru yönlendirme ile vakaaların neredeyse tamamı engellenebilir niteliktedir.