iki senedir hayatıma girmeye çalışan bütün erkekler beni tanıdıktan iki gün sonra evlilikten dem vurmaya başlayıp ilk sarsıntıda saf dışı kalıyor. Ben ciddi olmaya çalıştıkça karşımdakiler don lastiği gibi gevşiyor. Bıktım artık sizden. Ben ki "kimseyi sevmezsem bekar ölürüm ne olacak?" diyen bir insanım. Ama evlilik manyağı ruh hastası karılar yüzünden yirmi günde bir doz evlilik muhabbeti dinliyorum farklı farklı erkeklerden. Ruh eşimi, kaderimdeki o adamı beklemekten de yoruldum açıkçası. Ağız tadıyla bir klasik müzik dinlemek istersin şöyle gözlerini kapatır yatağına uzanırsın da tam nefes alırken klasik müzikten önce meyve suyu reklamı çıkar ya hani. Heh işte seni beklerken karşıma çıkan sığırcıklar bende o an uyanan hissi uyandırıyor. Gelirken yolu mu kaybettin nedir bilmem.
Bu arada Artık erkeklerin "sensiz yaşayamam, aşkım, birtanem, ben sana aşık oldum." tarzı cümlelerine inanıp peşlerinden sürüklenip gitmekten vazgeçin sevgili hemcinslerim. Sizin salaklığınız yüzünden bizi de salak sanıyorlar.