bu başlıkta saatlerimi geçirdim ve ben de bir katkıda bulunmak isterim.
annemin kimlikteki adı nuriye pınar ama nuriyeyi kullanmaktan nefret eder.
babaannem vefat etmeden önce, babamı yanına çağırır ve son sözü olarak "oğlum sakın nuriye ile evlenme." der. babam ne annemle o sıralar görüştüğünden babaanneme bahsetmiştir ne de kendisi bile diğer adının nuriye olduğunu bilmektedir. babam da güler ve "merak etme annem sen, ben pınar ile evlenicem." der.
nikah günü memur sorunca tam ismini öğrenir annemin ve kendi deyimiyle başından aşağı kaynar sular dökülür.
bu olay hakkında çok düşünmüşümdür, aşırı batıl inançlı biri olarak ben hemencecik orda boşanırdım ama çok aşıklarmış. babam hep der zaten "ben 30 yaşıma kadar kendimi kurtarmıştım evlenmicektim sonra anneniz geldi aşık etti hayatımı mahvetti." diye.
kendimi bildim bile depresif ve mutsuzum. belki de hiç varolmamalıydım babaannem haklıydı der keşke evlenmeselerdi diye düşünürüm aşşırı down zamanlarımda bazen. sıklıkla intiharı düşünürüm. çok tuhaf bir hayatım var, ankaranın en iyi anadolu liselerinden birini kazandıktan sonra depresyona girdim ve şu anda meslek lisesi mezunlarıyla beraber dandik bir bölümde okumaktayım ve bu sene son sınıfım. lise arkadaşlarım ya doktor olmuşlar ya da top okullarda mühendis olmuşlar. hayatımı itinayla sikiyorum ve aşırı mutsuzum. hele bu sıralar, 22 yaşındayım mezun olmalıydım ve hem 1 sene uzadı hem de tam burslu da olsam alanım hem çok rekabetli hem de adını bile doğru düzgün duyan bilen yok. tekrar 17 yaşıma dönmeyi her şeyden çok isterdim. gerçi babam 2017 ocağının 17 sinde vefat etmemiş olsaydı ve ben de bir an önce para kazanmak zorunda olmasaydım tekrar hazırlanırdım, derdi zaten hep "hadi kızım tekrar hazırlansın da istediği bölüme geçsin." diye. ama depresif, nankör lanet bir kızı olduğundan belki de erken gitti babam.
kısacası, babaannem oğlunu bu korkunç anne-kızdan korumak için önceden olanları gördüğünden dedi bunları belki de.
ikinci olay daha küçük. 5-6 yaşındayım ve evin karşısında bir market var. evde de misafirler var. anneme geliyorum ve "anne marketin önündeki kırmızı gözlü adam bizim evi izliyor" diyorum. babamgil gülüşüyor çocuk işte diyor. o akşam eve hırsız giriyor. büyük ihtimalle gece de gözetliyordu evi. babam hırsızın dedem ya da eniştem olduğunu iddia ediyor aramız çok kötüydü o aralar ve normal sayılabilicek akrabalarım yok. büyük ihtimalle annemin babasından şüpheleniyoruz çünkü adam annemin yaptığı kekten bir dilim alıyor mutfaktan sonra benim odama gelip babamın pantolonunu bırakıyor parayı aldıktan sonra ama benim açıkta olan minik pembe cüzdanımdan bir şey almıyor.
kırmızı gözlü adam bizi izliyor demem, kötü niyetli insanların enerjisinin/aurasının da kırmızı olduğunu düşündürdü bana( (bkz: saçmalayıp finali bok etmek)