anlaşılmazsanız, karşınızdaki sizi anlamaya çabalarken siz zaman kazanırsınız.
anlaşılır olmanın çok da anlaşılır bişi olmadığını anlarsınız.
anlaşılmaz olduğunuzu kabul etmenizle, diğer insanların sizi anlamıyor olmaları sizi artık üzmemeye başlar.
bazen kendi kendinizi bile anlayamadığınızı düşündüğünüzde, sizi anlaşılmaz kılan şeyin içinize salınmış kökleri olduğunu farkedersiniz. ve bu kökler sizi kendiniz dışında biri yapar, kendinize bir başkasıymış gibi davranır onu anlamaya çalışırsınız. o kökler bazen ruha dolanır, budayacak olan tek kişi kendinizken, bunu başkasından beklemek anlaşılmaz olmaktır işte.