dünyayı sevdim
dönen aldırmadan
zamana giden
yağana yağmur
ayları adınla biten
o dünyayı
karartırlar her gece
güneş battığında
halbuse hepsi hepsinin dostu
çevresinde dönen
iyi günde kötü günde
hastalıkta ve sağlıkta
yalanda ve dolanda
öyle veya böyle dönebilen her şeye rağmen.
dünyayı sevdim
tüm galaksinin içinde birtek.
halbuse mars da fena değildi
ama o dünya yok mu
içinde karıncaları
arasıra salak bi gemiyle tepeye çıkmaya çalışan bazıları
o sevdiğim dünyanın dışında başka dünyalar arayan salak karıncaları
tümden sevdim
sevmeye çalışmadan kendimle çatışmadan hemencecik
komut yok, nokta yok
galaksi büyük
dünya küçük
ama işlevsel
hem önemli olan iç güzellik.
deyip avundum
kendimi kandırmadan
dayandım daha yorulmadan
varmadım koşmadan
düşmedim ağlamadan
dünyayı sevdim
içindeki karıncaları
ve içindeki o karıncalardan birini
gülen, hatta sanki gözlerinin içinde dudak ve dişleri olan
öyle sırıtan
dünya bu dedim.
uzayda hayat yok
dünya,
o karıncanın gözlerinin içindeki dudaklarda daha çok.