şimdi düşünün; galatasaray’ın kaburgalarından kuruluyorsunuz. kurucunuz kim belli bile değil. tek bir amaç doğrultusunda dizayn ediliyorsunuz. galatasaray içerisinden ayrılan muhalif kesmin galatasaray düşmanlığı yapan anonim bir grubu tarafından temelleriniz atılıyor. amaç galatasaray’ın karşısına bir şey koyabilmek. diğer üçüncü bıdık 1910’da olaya uyanmış ama biraz geç olmuş. siz bu süreçte ikinci futbol takımı unvanını alıyorsunuz.
bir dernek gibi değil zenginin oyuncağı olarak yönetiliyorsunuz. dönemin zenginleri ele alıyor ve oyuncak gibi oynuyor takımınızla. karşısında olduğunuz ise daima dernek statüsünde yönetiliyor. tüm bu zenginliğe, lobiye rağmen galatasaray başarıları izlemek zorunda kalıyorsunuz.
3gp, 144p, 240p, 360p, 480p, 720p, 1080p, 4k gibi çözünürlük seçenkelerinde galatasaray başarılarını izliyorsunuz ama sizin en son kazandığınız başarı youtube’da 480p kalitede yüklü.
tüm engellemelere rağmen 4 şampiyonluk geriden gelip 2 şampiyonluk öne geçiyor rakip dediğiniz. bırak geçmeyi, takip bile edemiyorsunuz. avrupa’da adınız yok, rakip dediğiniz oradan kupalar getiriyor, hem de 18 sene önce. bırak karşılık vermeyi 10 yıldır oralara gidemiyorsunuz bile. arkanızdan 1910 yılında neden kurulduğu anlaşılamayan bir semt lokali çapında takım gelip sizi geçmeye yüz tutuyor. avrupa’da sizden daha bilinir bir isme sahip oluyor, şampiyonluklarda yanınıza yanaşmış durumda. formasında bile sizinle aynı yıldız sayısına ulaşıyor.
..ve tüm bunlara rağmen yine dönemin bir zengini elinde oyuncak oluyorsunuz. kandırılıyorsunuz, basit günlük başarılarla avutuluyorsunuz.
söyleyin bana bu nasıl bir yüce ezikliktir ki kürek takımı şampiyonluğuna tişört bastırıyorsunuz.
galatasaray’ın fazlalık kaburgalarından kurulup, kurucu başkanı bile belli olmayan bir ekibin bu noktalara gelme sebebi galatasaray’ın ta kendisi.
bir sektör kuruluyor, futbol endüstriyel bir olgu oluyor. türkiye’de dahil dünyada hiçbir marka tek başına zirvede oturtulmaz. rekabet yaratılır ki izlensin, ilgi gösterilsin. sizi proje takımı hüviyetinde kullanıyorlar, galatasaray’ı zirvede tek bırakmamak adına, rekabet oluşturmak namına fenerbahçe adında bir camia palazlandırılıyor. bu camianın palazlandırılmasında tek bir sebep var, ezici galatasaray ambargosuna rakip çıkartmak, mümkünse başarılarına alternatif yaratıp izlenme oranlarını artırmak.
oluyor mu? bilmem olmuş mu?
fenerbahçe, sektörün yarattığı başarısız bir proje takımıdır. takımın kendisi dahil taraftar grubu da bünyesinde galatasaray düşmanlığı taşıyan insanların toplanmasıyla ortaya çıkmıştır. hatta bu proje tutmadığı için sektör tüm bileşenleriyle(yorumcuları, gazeteleri, medyası) ikinci bir projeye başlamak istemiştir. kenarda duran pırıl pırıl bir eziklik cevheri olan beşiktaş semt takımı.
şimdilerde bunu parlatmaya çalışıyorlar karşımıza koymak için. bu sayede lig izlenecek, ‘a galatasaray harici de başarılı takımlar var’ algısı yaratılacak-tı ki bu proje de sönmeye başladı.
tüm fenerbahçe taraftarları gizli birer galatasaray taraftarıdır. hayatlarının üçte ikisi galatasaray başarılarını izleyerek geçmiştir, geçecektir. işte bu yüzdendir ki bu eziklik daimidir, fenerbahçe’nin futbol takımından kürek takımına, holiganınından alakasız taraftarına kadar hepsinin dna’sına işlenmiştir.
galatasaray’da hagi mi vardır? o zaman fenerbahçe’de de alex olmalıdır. Şişirin alex’i.
galatasaray’da 21 kupa mı vardır? o zaman fenerbahçe’nin tescilsiz lig dışı, mahalle arası şampiyonlukları vardır. getirin 35 kupasını.
galatasaray’ın avrupa kupaları mı vardır? o zaman fenerbahçe basketbol takımına tarihin gördüğü en yüksek bütçelerle oyuncular transfer edin. getirin fenerbahçenin ‘basketbol’ avrupa kupasını.
işte fenerbahçe tam olarak budur ve acı olan şu ki bu olarak da kalacaktır.