duygu çeşnisi olan uludağ sözlük'ün duygu çeşnisi. son demlerin en büyük adamı. pardon. ahmet yıldız ölmedi var kendinden önce.
bir zamanlar bu sözlüğe elimden gelen her şeyi verirdim. sırf, her hangi bir okuyucuya ya da yazara saygısızlık olmasın diye her yazımı iki kez okurdum kaydetmeden önce. tek bir harf eksik olmasın diye. tek bir imla hatası olmasın diye. bir şekilde böyle bir durum söz konusuydu.
sonra, bir bayan yazar yüzünden götüme şutu yedim bu sözlükte. ki o bayan yazar özelden defalarca özür diledi benden. amacının beni sildirmek olmadığını söyledi.
aslında o günlerde şunu yapmayı çok istedim. ki yapacaktım. o bayan yazarı bulup, okuduğu okulun önünde ağzını burnunu kırarak dövmek. gerekirse ana haber bültenlerine çıkmak. gerekirse manşet olmak. gerekirse ölmek ya da öldürmek.
çözüm müydü bu? o an için çözümdü. ama sonra bir baktım. kimse kimsenin umrunda değil. burası bir çöplük. ve gelen çöpünü döküp gidiyor. birisi biraz edebi bir dille döküyor o çöpü. bir diğeri ise farklı bir üslupla. bir diğeri ise mizahi bir dil seçiyor. bir diğeri ise bodoslama döküp gidiyor çöpünü. ve bizler bağırıyoruz:
"yaptığın ayıp ama güzel abim/ablam."
kimsenin umrunda değil ayıp denen olgu. ahlaksızlık tavan yapmış bu devirde. etiketler, olgular, ön yargı, art niyet... herkes dahi bu devirde.
herkesin söyleyecek o kadar çok şeyi var ki. kimse kimseyi dinlemiyor bile. bu yazar arkadaşımızın hatası bu işte. dinlenildiğini sanıyor. kimse seni dinlemiyor dostum. sen çöpünü dök ve git. bil ki birileri o çöpü karıştıracak. bazıları o çöpte elmas bulacak. bazıları ise bok.
sen çöpünü dök ve yoluna git.
dört dörtlük olmasa da dört üçlük bir hayatı olan hiçbir canlı gününün onlarca saatini burada geçirmez. ben geçiriyorum. çünkü; dışarıda skik bi hayatım var. örneğin bi sevgilim yok. seks hayatım düzenli ama. ailemle aram limoni. okulum yeni bitmiş, maaşlı bi işim yok. kendimce esnaflık yapıyorum. bu sözlüklerden belki 500 insan tanıdım. herkes ruhsal olarak hasta. herkes problemli. daha bir tane adam akıllı kişiye denk gelmedim.
o yüzden de artık ciddiye almıyorum hiçbirini. şu an dışarıdaki en cahil kişi bile şurdaki en zeki ve bilgili kişiden daha sosyal.
asosyallik sosyallik olarak algılanıyor buralarda. özgür düşünmek bölücülük olarak algılanıyor. eşcinsellere saygı duymak gizli eşcinsellik olarak algılanıyor.
herkes kendi işine nasıl geliyorsa öyle algılıyor her şeyi.
bizlere de sadece ve sadece kızmak kalıyor. cehalet karşısında ağlamak. çünkü değişmiyor. bir insanı değiştirmek o kadar zor ki.
artık kimse cennete inanmıyor. kimsenin umrunda değil kutsallıklar. toplumlar, uğrunda ölebilecekleri bir değer yargısı olmadığı için deliriyor.
cinnetler ne çok. oysa intihar etmiyor artık insanlar. kin kusmak ve bağırmak ne kadar fazla. nerde hoşgörü ve tevazu.
cehalet erdem olmuş. gerçek hayatta yaptığı tek şey mastürbasyon olan ağzı süt kokan bebelere kalmış kavramlar ve olgular.
koca bir "siktir" gönderiyorum gökyüzüne. oradan dönüp gelsin diye. gelip de birilerinin yüzünde paralansın diye.
sen yazmaya devam et dostum. kaleminden kan damlasın. böl, bölüştür. çarp, çıkar. topla. kare kökünü al. tüm kavramlar ve olgular üzerinde tüm matematik işlemlerini yap. bil ki birileri seni anlıyor. senin ne yapmaya çalıştığını hissediyor. ve sana karşı hiçbir art niyeti yok. çünkü; konuşmaktan geçer anlaşmak. çünkü; konuşmaktan geçer hoşgörü. barış hoşgörüden geçer. sevgi ve dostluk ise kolay kazanılmaz. kolay kazanılmadı hiçbir zaman.
tepeden inme demokrasi ile bu kadar oluyor işte. 80 yılda geldiğimiz yol ortada. bir arpa boyu derler ya hani. yalan. yarım arpa boyu dahi değil geldiğimiz yol.
sen yazmaya devam et. bil ki saçmalasan dahi seni okuyup da anlayan birileri var. o muhteşem duyguya adım adım yaklaştığın için de kendinle gurur duy.