the dark knight

entry388 galeri
    149.
  1. --spoiler--

    izlemeden önce etkilenmeyem diye, izledikten sonra da yazacaklarıma esin vermeye diye hakkındaki hiç bir şeyi okumadığım film; oyuncuların adlarını bile. filmin adının geçtiği her yerde gözlerimi kaçırdım. hakkında bildiğim, bir batman filmi olduğu, joker'in oyunculuğu ve imdb sıralamasıydı.

    en sevdiği filmler listesi evropanın entel kuntel filmleriyle dolu olan biri için bir süper kahraman filmi, kişisel top bilmem kaç listesine giremezdi; giremedi de.

    michael caine'i görünce ''yuh be'' dedim, bu film boş olabilemez. emmi weather man gibi bir fast food reklamı filmini bile izlenir kılmıştı.
    miss daisy'nin şoförü* uşak morgan freeman, ingiliz aksanlı orijinal uşağın kısık gözlerle yaptığı oyunculuğun amerikan versiyonu olmuş.
    leon'un beethoven manyağı deli polisi gary oldman, asıl başrol olan joker'e can veren eleman ki jack nicholson'ı unutturabilmiş ve rahmetli olmuş*; filmin dinamolarıydı. bizim ''bay e'' gibi bir ünlüler sirkinden sonra böylesi bir sirk ilaç gibi geldi.

    savcı ve batman'in ortak yari olan avr-atın karizması yerlerdeydi. ulen millet örümcek herifin filmine, o düşlerimin kızıl saçlı bacısı için gidiyor. nerden buldunuz o kazulet o'hara'yı.
    batman rolündeki eleman da figürandı resmen(çok değişmişsin tanıyamadım christian bale gardaş, affet). ses tonu vs ı-ıh, olmamış. kudretini saçından alan samson'a dönmüş. jokeri öne çıkarma amaçlı bilinçli bir seçim de olabilir.

    yarım veya iki yüzlü* savcının mafya maroni'yi dolaylı olarak haklarken şoförü öldürmesi şaşırtıcıysa da, kim öyle bir yolu seçer; milyonlarca insanın izlediğinin farkında değilse? gerçi bu mantıkla tüm aksiyonlar çöpe gider ya, neyse.

    jokerin ''men, aftomil kovalayan it gibiyem, yakalayınca ne yapabilerem bilmerem'' deyişi eyiyidi, hoşudu.

    birbirinin kaderini kontrol eden feribotlardaki oylamalı gömmeli demokrasi şovu komikti. gözlerimde yıldızlar uçuştu ve elimi kalbime götürüp böğürmeye başladım ''eemeerika eemeerika'' diye. değil bencilliğin kitabını yazan emerikada; budist myanmarda bile o tetiklere çoktan basılmıştı.

    bir de finalde gotham city erdem ortalamasını düşüren savcının yüzünün sağlam tarafını çevirip hak hukuk dedikleri sahne eh işteydi. anti klişelere bağışıklığımdan mıdır nedir; bana klişelerin dışında bir film gibi gelmedi. ama zaman da güzel geçti.

    artık adını görünce gaçmak zorunda değilem.

    --spoiler--
    1 ...