YiBO da nöbet tutmaya başladım geçen yıl, ilk günüm, bir öğrenci var adı mahmut. Acayip kokuyor çocuk. dayanılacak gibi değil. Sordum eski arkadaşlara, nedir bunun olayı? Diye. "Aman hocam onu her akşam banyoya gönder, yoksa durulmaz yanında! " dediler. Diğer nöbette gönderdim banyoya döndü geldi. Koku halen aynı. Yatağına baktım bir bahaneyle. belki yüz tane sidik lekesi var ayrı ayrı. Sanki boyamışlar yuvarlak yuvarlak. Dolabını açtım bir tane bile iç çamaşırı yok. Okula gittiği pantolon ve eşofmanlarla uyuyor sabah kalkınca hangisi kuruysa onu giyiyor ve ıslak olanı yatağın altına saklıyor. Islaklar kuruyor kurular her gece yeniden ıslanıyor, böyle bir döngü.
Bir akşam üzeri nöbete erken gittim baktım biraz odasına. Islak pantolon gibi bir şeyi tiksinmeden aldım inceledim. Aman allahım nasıl bir kokudur bu? Tüm koku bu kıyafetlerden geliyormuş meğer. Yatağa battaniyeye her şeye sinmiş koku. Belki aylardır hiç yıkanmamış. Aldım hepsini attım çamaşırhanenin kilitli kapısının önüne. Yenilerini serdim. Kıyafetlerini de topladım doldurdum poşete. Bu gelince tuttum kolundan götürdüm kendi evime. Yolda iki takım iç çamaşırı aldım. Çamaşırlarını makinaya attım serdim. Kendisini banyoya gönderdim. Çıktı mis gibi kokuyordu. Gözlerinde mutluluğu gördüm bir anlık da olsa parladı sönük gözleri.
Neyse giydirdim yedirdim içirdim yurda gitmeden hastaneye uğradım. Doktor tahlil falan yaptı ama boş ilçe hastanesi ne düzgün cihaz var ne tecrübeli doktor. Aldım gittim yurda diğer gün yurt müdürüne anlattım durumu. Biliyoruz dedi. Ben şok oldum tabi. Eee biliyorsun madem neden ilgilenmiyorsun? Dedim. Kem küm etti. Aslında götürmüşler vaktiyle hastaneye falan ama üstüne düşmemişler. il hastanesine götüreyim dedim, yok. izin vermediler. Sırf bu çocuk için bir yıl nöbet tuttum o rezil yurtta. Çok uğraştım gece çişe kaldırdım bazen iki defa kaldırdığım halde iki defa da yatağa işedi. Mahmut içimde kanayan yaradır. Derdini anlatmayan içine kapanık acayip bir çocuk. Şimdi başka okula gitmiş durumu nasıl nedir hiç haber alamadım.