çok yoktur benim. lise birde yeni içmeye başlamışız. biz içmiyoruz ama sadece kaos. bira rakı votka karıştırmak gibi iğrenç şeyler. ha o dönem kül efsanesine inanış da söz konusu da onu da katık ediyoruz. üstüne cila diye limonlu çay içiyoruz. bunlar okuldan kaçıp 12-15 saatleri arasında yapılan rezillikler. bir defasında kızılaya inmişiz sonrasında. dershaneye giden lise sonlar mezunlar bir sağımızdan bir solumuzdan geçiyor. iki sapız. diğer ekip nerede bilinmiyor. ben sarhoş gazı ile kızlara laf attım kızlar numaranızı verin diye. yaratıcılık da sınır yok gördüğünüz gibi. kızlar dershanelerine girdiler. biz ayakta zor duruyoruz. 10 dakika sonra bir kaç abi geldi. anam gelmez olaydılar ne korktuk. kafada uçuyor bebeyiz lan ne dayak yicez şimdi,bir tane vurabilsek şanımız yürüsün ama vuracak hal de yok,tamam laf atmak yanlıştı da öyle ileri de gitmedik ,sadece numaranızı versenize!
sonuç;
allahtan adamlar bizi dövmedi. ayakta zor duruyorduk. baktılar dövsek dövülmez bunlar bir daha yapmayınla yetindiler.
yani rezillik ve düşünceler olarak gelişti bu olay, belki dayak yesek daha güzel bir hikaye olurdu.