hayatın ilmek ilmek atıldığı günlerde zihne kazandırdığı hatıralardır geçmiş...
o anları hafızalarımızın derinliklerinden çıkaran, bir tat belki bir koku belkide başka bir şey bilinmez...
işte ufacık bir simgeyle geçmişe dönebiliyor insan, çünkü hiçbir şey kaybolmuyor , hatta ölünmüyor bile, havanın boşluğunda geri gelmeyi bekliyor zaman; hatta belki insan!
O günlerden biri...
Belki günaydın dediğimde sabaha, geçmişin izinden kurtulamayacağımı henüz farketmemiştim...
içimde büyüttüğüm geçmişinden kaçamayan bir insanın hüznü ve evet dünya karşındayım diyen bir yiğidin cesaretliliği...
Nefes almaya çabalıyorum,
Ayaklarım yalınayak kalıyor,
Ellerimi açıyorum semaya dua etmek için ellerimin kanıyor...
içimdeki kin ve nefreti akıtmak istiyorum olmuyor ,
insan içindeki kin ve nefreti akıtabildiğinde bir kuş gibi özgür olur diye düşünüyorum,
Evet çocukluğumdan beri istediğim bu bir kuş olmak...
Hayatıma mutsuzluk veren herkesi affettim ,
Bugün hasta yatağında benim sesimi duymayı bekleyen birini hala affedemeğimi farkettim...
Şu an, şu vakit seni affediyorum...
Bana yaşattığın tüm mutsuzluklar için sana minnnetarım,
ışıldayan gözlerimi, kin ve nefretle donuklaştırdığın için,
Hayatımın elimden kayıp gitmesine müsade ettiğin için,
Öfke ruhuma hakim olduğu için ,
Yeni bir ben yarattığın için,
Evet ben hepsi için sana teşekkür ediyorum...
Ben bugün seni affettim,
Bu satırlardan sonra aynaya bakacağım ve eski benden eser kalmayacak...
Gözlerimin yeniden güleceğini ve yeni dünyamda mutlu olacağımı tüm kalbimle hissediyorum...
Ben bu yazıyı sana yazdım,
Geçmişimdeki adama,
Hayatımı tam toparlamaya başladığımda, karşıma çıkan kendini hatırlatan ve dünyaya küsmeme neden olan adama...
Ben bu yazıyı sana yazdım...
Biliyormusun ben bugün güçlüyüm bunu tüm kalbimle hissediyorum,
Yeni dünyanda mutlu olmanı diliyorum,
Ve yaşattığın tüm kalp kırıklıkları için seni affediyorum...