beşiktaş'a teknik direktör olarak imzayı attığı gün babam demişti, "yazık edecekler, harcayacaklar ertuğrul'u" diye. iyi bir teknik direktör olduğunu düşünmüyorum hatta beşiktaş için gayet yetersizdir, bu olayın teknik tarafı; ancak bunun bir de insani yanı var. sonuçta ertuğrul sağlam bir robot değil, duyguları, hisleri, düşünceleri olan bir insan. burada da mevcut beşiktaş yönetiminin artık alışkanlığı haline getirdiği bir omurgasızlığa değinmek de şarttır; her fırsatta teknik adamları günah keçisi yapmak.
sayın tüpçü bey, ertuğrul sağlam hatalıdır evet; ancak o hatalıysa sen ondan 100 kat fazla hatalısın ve paragözsün. sen her fırsatta bütün suçu ertuğrul sağlam'a yıkarak, ona karşı suni bir nefret ortamı yaratarak ve kendini işin içinden sıyırarak, neredeyse bütün ülkenin bu adama sövmesine ve gayet ağırbaşlı ve efendi bilinen bir insanın onurunu, haysiyetini yerlere çekmeye utanmaz mısın?
beşiktaş formasını yıllarca başarıyla giymiş ve galatasaraylı olmama rağmen futbol oynadığı zamanlarda gayet sevdiğim bu adama karşı metalist kharkiv yenilgisinden sonra yönetim sağolsun bütün ülkede başlatılan "ertuğrul sağlam'ı karalayalım" kampanyasını dehşetle takip ediyordum ve en sonunda onurlu şekilde istifasını da etti ertuğrul hoca, zorla ettirdiler. ertuğrul hocanın da dediği gibi artık istedikleri hocayla rahat rahat görüşebilirler, ancak şu da gerçek ki beşiktaş'ı ucuz bir ticarethaneye dönüştüren bu varlıkların zihniyeti kulübe egemen olduğu sürece sportif anlamda "başarı" her zaman çok ama çok uzaklarda olacaktır. burada asıl cefayı çeken ise beşiktaş taraftarı olmaktadır.
