insanlar büyük yanlışlar yapabilir. hani hep dersinizya önemli olan yanlışını anlayıp bundan en az zararla kurtulmak diye... Sanırım kirlenenin buna hiç bir zaman hakkı yok.
--spoiler--
işte zamanında bir kız da böyle yanlışlar yapmış. yanlış olduğunu bilerek, başına geleceklerin farkında olarak hemde...
Bir noktadan sonra dur demek istemiş, bu sonsuz gidişe. kullanılmaktan çirkileşip bir kenara atılmadan, dur demek istemiş. Kendince bi prens seçmiş. Tamam kabul, o kadar yakışıklı değil, belki sarayı yok, kim bilir o da en az benim kadar kirlenmiştir... ama beni sevebilir diye düşünmüş, Lisedeki basit evlilik hayallerine geri dönüp.
Diğer kadınların sözleri aklına gelmiş, "kendini basit gösterme, hemen herşeye evet deme" diye öğütledikleri gibi davranmaya başlamış.
Herşey gayet masum ilerler, esas oğlan karşısıdaki güzelliğin ömrünün diğer yarısında da olmasını ister. Her şey olması gerektiği gibi ilerlemişti, her şey normaldi; tâki erkek o güzelliğin zamanından önce onun olmasını isteyene kadar.
Gülümsedi kız, tekrar başa dönmüştü. Kadın-erkek ilişkisindeki tüm romanlar aynı sona ulaşacaktı, anladı. Bu romanların tek farkı; bu sona ulaşılan süre.
Kimi 5 ayda.. kimi 6 haftada.. bazıları da tek gecede... Ama son aynı, öğrendi. Masumiyet, saflık, temizlik... her ne derseniz deyin. tüm bunları kirletmeye tek kişinin gücü yetmez.
Tek suçlu o değil, en azından bunu kabul etti. bu kabullenişin onu aklamayacağını bilerek.
Erkeğin teklifini reddetti kız ve onu bir daha görmedi. Yanından ayrılırken eski bir arkadaşını aradı.
- Selam erdem, bu akşam yalnız mısın?
- Evet.
- Tamam, sana geliyorum...
En azından aynı pislikle kirlenecekti, yenilerine ne gerek vardı..
--spoiler--