hakikat denilen mevzuya göre değiştiğini düşündüğüm görüştür. belirli ilkelerin oluşturduğu ana hatlar ve kralcıların ortaya koyduğu güçlüler, vaktin kralı gibi gözükse de değişmeyen bazı önermeler bir müddet sonra en güçlüyü daha güçsüz bir konuma sokup vaziyeti tersine çevirebilir. Dönemin güçlüsü dönemin doğrusunu da belirler fakat bu doğru hiçbir zaman mutlak doğru olamaz. Pozitif bilimlerin haricini düşünürsek mutlak doğru olmayan şey, acaba yalnız güçlünün belirlediği bir mevzu olarak mı kalır? Bu da ikinci bir tartışma konusu. Hakikat dediğimiz şey nedir ya da güçlü dediğimiz kimseler acaba baskı unsuru mu oluşturmuştur ya da sadece halkın doğrusunu dillendirir demek ne kadar doğru olur?