neymiş, bu olay olunca abdullah gül fransaya gitmekten vazgeçmiş. tayyip de moğolistandan koşarak geri dönmüş.
terörle mücadele sürecekmiş. bizi yıldıramayacaklarmış. emellerine ulaşamayacaklarmış.
dönüp dolaşıp küfrediyorum ama başka ne denir?
birkaç gün konuşulur bu olay. sonra her zamanki gibi unutulur. suç hepimizde bu unutma konusunda. ciddiyeti anlayamama konusunda.
öğlen haberi birinden duydum. evde tvyi açtım. devletin, türkiye cumhuriyeti devletinin o kanalları uyduruk yayınlarına devam ediyordu. bir haber aradım ulan. hiç mi birinde olmaz? ntv, cnn türk, habertürk, atv, show, tv8, star...
bir sky türk'te bir de ulusal kanal'da bu olay konuşuluyordu. doğru ya diğerlerinin para kazanma kaygıları var. o yayınları yaptıkları şehrin bin kilometre uzaktaki sınırında bir hiç uğruna can veren, önemli miydi sanki?
işte bu kadar değer veriyorlar. önceden tasarlanmış haber görüntüleri, başbakan, cumhurbaşkanı, meclis maşkanı, siyasi söylemleri. aynı bok aynı bok.
ve 10 gün sonra "hayat devam ediyor" diyecekler. diyeceğiz. hatta şimdiden bile dedik. bizim bir anda parlayan ve bir süre birkaç saat veya birkaç gün süren alevimiz söndü. ya evladını bir daha göremeyecek olan, yıllarca sevdiği evladına bir daha sarılamayacak olan ana? vatan sağolsun dememekte o kadar haklılar ki.
evladını çürük gösterip şimdi amerikan ellerde dünya bankasında çalıştıran bir başbakan var iken oralarda bir yerde,
vatan sağolmasın. çünkü enayilik ile vatanseverlik farklı şeyler. fakir kesimin evladı değersiz mi? sizlerin evlatları
14 15 yaşında şirketler kuruyor, sıfatlarından para damlıyor, koltuğun o gücü bu sefer sizin evlatlarınıza çalışıyor.
fakirin evladı şehit olsun. sizler de gidin saf tutun. başınız sağolsun deyin. trt'de çıkın bugün başbakan recep tayyip şehit ailelerinin evine gidip taziyede bulundu diye. lanet okuyorum lanet.