Beyni fiziğe, matematiğe, tarihe basmayan bütün sığırların toplaşıp öğretmenlere bok atmasına olanak veren konu. Öğretmen dediğin insan sırf sen bir şeyler öğren diye 30 yaşında oturup arı gibi ders çalışıyor. Sen o öğretmenin sana dersi kusursuz anlatmak için çalıştığının yarısı kadar çalışsan liseye üçüncü sınıftan başlatırlar. Öğretmen dediğiniz insan öğreten, dert dinleyen, çözüm bulan, sizi hayata hazırlayan insandır. Siz her gün farklı farklı bir sürü sınıfa girip biri hanya'da öbürü Konya'da konuları ardı sıra anlatıp bir de öğrencileri rencide etmeden susturmak, onların ilgisini çekmek çok kolay sanıyor olabilirsiniz. Ya da ergen gençlerin sebepsiz bunalımlarına tahammül etmeyi, onları teskin etmeyi önemsiz görebilirsiniz. Üç kişinin bir arada bulunduğu ufacık meclislerde ortaya çıkıp konuşması gerekse heyecandan dizlerinin bağı çözülecek düzeyde düzeysiz insanlara yedirmem mesleğimi. Sizler sınıfa gelip boş boş oturan, öğrencinin eline bir kitap verip okutarak vakit dolduran, kazık kadar lise öğrencilerini susturma sorumluluğunu kendisi sınıfta olmasına rağmen başka öğrencilere yıkan develere öğretmen diyebiliyorsanız o sizin probleminiz. Hem insan biraz da kendinde aramalı sorunun sebebini. Siz eğer yukarıdaki tarife uyan develere öğretmen muamelesi yapıyorsanız hayvan olduğunuz içindir. Siz öğrenmeye aç insanlardınız da öğreten mi olmadı? O zaman gidecektiniz yetkililerin kapısına savunacaktınız hakkınızı. Korkak tavuklar gibi size verilene razı olmayacaktınız. Şahsen ilkokulda bile dört tane ingilizce öğretmenini toplu şikayetle gönderdiğimizi hatırlıyorum. Sizin korkaklığınız, bin elmas içinde saklanan üç tane kömür parçası ile perçinlendi; iyi eğitim alamadınız diye öğretmenlik mesleğine bok atıp durmayın burada.