bir evin 4 çocuğu varsa ve bu çocukların üçü hayırlı biri hayırsızsa o ev kalkınır. bir evin 4 çocuğundan üçü hayırsız biri hayırlıysa o ev kalkınamaz. tanım yok çünkü bu insan için tanımlayabildiğim bir sıfat yok. türkiye cumhuriyeti devletini sadece yaşarken kollayabildi. 11 kasım 1938'de türkiye o eski türkiye değildi zaten. ardında bıraktığı evin üç hayırsız kardeşinden en hayırsızı olan ismet inönü ile başladı çöküşümüz. bakın bu adam 10 yıl ötesini 20 yıl ötesini görebiliyor diyoruz , geleceği gören adam diyoruz ya bu insan kendi ölümünden 80 yıl sonrasını görebiliyor. ilköğretimde , liselerde bize ezberletilen ancak anlamlandırılmayan kelimerini açık edeyim. kendi bizim aramızdan ayrılmadan önce bu ülkenin geleceği gençlerindir demiş , en çok onlara güvendiğini söylemiş. ve eklemiş
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.
Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
şu yazılardan , şu cümlelerden yakın geleceğimizi çıkartmak zor değil. işte allahın verdiği bu mükemmel zekanın sahibi bu insan bizlere mezarından sesleniyor.
ama yanıldığı tek konu damarlarımızda bulunan asil kanın sadece manzaraları seyrettiği. elimizde bir şey gelmeden sadece seyredebiliyoruz. anı yaşıyoruz ülkemizin geldiği bu konumda iyi bir yer kapmaya , mutlu bir hayat sürmeyi kovalıyoruz. sorarsanız ne limanlar bizim ne kaleler bizim. ve böyle büyük bir önder kazandığı savaşlar dökülen kanlardan sonra ne mutlu türküm diyene sözünü söyleyebiliyor. işte bu hoşgörüyü daha kavrayamamış insanlar barınıyor topraklarımızda elimizden gelmeyenler dilimize vuruyor. en fazla konuşuyoruz veya klavyeye döküyoruz. herkesin bencil olduğu bu topraklarda fedakar olmaya çalışmak aptallık. sende varolan zeka , irade ve fedakarlık duygusunu bizim insanlarımıza aşılayamamışsın atam. zaten bu yeteneğinde olsa onu putlaştırmayın bu ne saçmalık diyenlere de cevabını verirsin.
1923 - 1938. gerisi yamyamlar ve iktidar yalakalarının oldu atam. ama verdiğin emeklerin boşa gittiğini düşünme bu yazıları yazan ben okuyan ve her kelimesine katılan bundan eminim katılacak olan gençlerin var hala.