ne çok fakir ne çok zengin bir ailenin çocuğuydum ben. kendi yağımızda kavrulup gidiyorduk. hani bir ayakkabımız eskimeden diğerini almıyorduk. ekonomik yaşıyorduk zira 3 kardeştik ve masraflar epey vardı ama o öyle miydi? varlıklı bir ailenin tek kızıydı. çeşit çeşit ayakkabılar, kıyafetler vs vs. bir şekilde denk gelmiştik ama ben işte. son söylenecek şeyi başta söyleyen, kitabın ortasından konuşan, insanlar üzülse bile doğru bildiğini söylemekten vazgeçmeyen ben. üniden yeni mezun olmuşum dil kursuna gidiyorum. sadece bir işe girmem gerekli olduğunu düşündüğüm için herhangi bir kadına bakacak durumda değilim dolayısıyla kimseyle ilgilenmiyorum. dil çalışıyorum ders çalışıyorum günler böyle geçiyor. bir şekilde buldu beni. detay anlatmayacağım. çaydı kahveydi derken bir şekilde başlamıştık. sonra kahvaltılar yemekler falan sevgili olmuştuk. her şey yolunda idi. ben baştan kartlarımı açık oynamıştım. yaşadığı hayatı benimle ile birlikteyken yaşamasının imkansız olduğunu zira benim ona o tür bir hayat sunamayacağımı anlatmıştım. ben hiçbir şey düşünemezken o benimle ciddi düşünüyordu. bu işte bir terslik olmalıydı ama ben henüz 21 yaşındaydım ve idrak edemiyordum demek ki. çok seviyordu beni ve ne dersem eyvallah ediyordu. benim çok param yoktu onun vardı ama hep paralarımız eşit gibi davranıyordu. benimle birlikte olmaktan mutlu oluyordu. hep ankarada yaşamıştı. ben memur olacaktım belki hakkariye gidecektim. benimle fizana bile geleceğini söylüyordu belki işssiz kalacağım iş bulamayacağım çok zorlanacaktık ama o benimle soğan ekmek bile yiyeceğini söylüyor kadir inanır - türkan şoray tadında bir aşk yaşıyorduk. her şey toz pembeydi. sonra ben memur oldum antalyaya gittim. ankaraya gel dedi. hani hakkari dedim ıhhh dedi. dedim bak memurum çok paramız asla olmayacak o şaşaalı hayat yok dedim ama nasıl olacak ki dedi. ben alışamıyorum dedi. ve bunları bana tam 5. yılın sonunda dedi. sonra birtakım sıkıntılar daha baş gösterdi ve terk ettim.
demem o ki bu sözü eden kadına günümüz şartlarında kesinlikle itimat etmem. sonra bana diyorolar ki sen bu kadınlara karşı niye acımasızsın. bak arkadaş ben 34 yaşındayım ve bu yaşıma kadar sikilmedik bir tek kulağımın arkası kaldı. şairin dediği gibi her türlüsünü tattım acıların ayrılıkların. onun içindir ki üzüntü kotası doldu bende.
son söz: günümüz türkiyesinde bu tür sözler söyleyen kadınların hepsi yalancıdır ve kesinlikle bunu söyleyenden kaçmak gerekir.