yalnızlık, yıkımdır, yok eder. yalnızlık mutsuz eder. kendinizi yalnızlığın, yalnızlık hissinin getirdiği, bir başına kalmanın verdiği özgürlüğün, hayalî kollarına bırakıp ona terk etmeyin. yalnızlık sizin dostunuz değil, bilakis sizi kendine mahkum edebilecek kara bir kutu.
cem adrian bir şarkısında:
"vurmuyor yüzüne eskisi gibi sanki
güneşin ısıtmıyor içini
gelmiyor içinden uzatmak ellerini
ellerin tutamıyor bir kalbi"
diyor. tam olarak bu yalnızlık hissine kapıldığım zamanlarda bu ruh haline bürünüyorum. içimden bir şey yapmak gelmiyor. aslında yalnızlık bir tercihmiş gibi geliyor bana. bu kadar kalabalığın içinde yalnız olmak, yalnız hissedişimiz kesinlikle bizim tercihimizden kaynaklı olmalı. tabi ki bunun için etkenler var. etrafımızdaki insanlarla kafa yapısı olarak uyuşmuyor olabiliriz, isteklerimiz aynı olmayabilir, hislerimiz birbirini tutmuyor olabilir. yalnızlığı kendimiz yaşatıyor olabiliriz içimizde ve buna bağlı olarak çevremizde. olabilitesi yüksek bir ihtimal.
diğer yandan yalnızlık dostumuz falan değildir, kim yalnız olmaktan hoşlanır ki? tamam bazı dönemler gelir, yalnız kalmak istersin, kimseyle iki kelam dahi etmek istemezsin. bu bence kısa süreli bir hadisedir ve periyodik olarak tekrar eden bir süreçtir. çoğu insan için zaman zaman kısır bir döngü halini alır bu olay. ama, sanmıyorum ki bir insan bile isteye oturup biriyle dertleşmek istemesin, bi' kahve içip günün kritiğini yapmak, herhangi bir konuda fikir danışmak, tavsiye almak istemesin.
insan bazen cidden birileriyle konuşmak, derdini paylaşmak istiyor. yalnızlık artık onu saklandığı delikte bulmasın istiyor, seviştiği o kalpsiz bedende uyuşturmasın istiyor, sıkıştığı o küçük evinde vurmasın istiyor. kendi adıma, ben, zaman zaman yalnızlıktan, yalnız kalıp kendi kendime bir şeyler yapmaktan çok hoşlanıyorum. ama hayatımı yalnızlığın kölesi olarak geçirmek istemiyorum. derdimi paylaşabileceğim, mutluluğumu benimle yaşayan, mutsuzluğumu gözümden okuyan ve bunu ufak kalp çarpıntılarıyla karşılayan dostlarım varken ben neden yalnız olmayı tercih edeyim ki? evet bu hayatı seviyorum.