insanların güvenebilecekleri pek fazla kurum yoktur. güvendiği kurumlarda birisi ise deniz feneriydi. -di li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü gerçekten bundan birkaç ay önce birçok insan güveniyordu bu kuruma. ancak aradan çıkan bir çürük elma, sepetteki bütün elmaları çürükmüş gibi gösteriyor artık. ben dinci, fethullahçı-nurcu yada yobaz değilim ancak birkaç ayrıntıyı görünce aklıma sadece bunu yazıya dökmek geçti içimden.
1_sadece doğan yayın grubu üstüne gidiyor olayın. tamam diğer gruplar belki hükümete yakın yada hükümetten korkuyorlar, ancak doğan grubunun bu olaya bu kadar fazla yüklenmesi ve sürekli bir karalama kampanyası yazıp çizmesi pek gerçekçi görünmüyor gözüme.
2_doğan grubunun özellikle ramazan ayında asparagas haberleri ile dolduruyor gazete, dergi ve özellikle internet site yayınlarını. doğan grubuna inanmayan kişilerin bile aklına bazen 'gerçek olabilir mi?' sorusu takılıyor. zaten doğan grubunun yapmak istediği şeyde tam olarak bu!
3_kendi kanalına çıkıp sanki kendisi garibanmış ve tayyip erdoğan kendisinden çok daha zengin ve güçlüymüş gibi basit bir edebiyat yapıyor. sesi zor çıkıyor, ne yapacağını bilmez halde ancak ne dediğini çok iyi biliyor. durumu tam olarak bilmeyen birileri de, 'bu adam haklı' şeklinde düşünecektir elbet.
bazı basit maddelerde belki ilerde gözümüze çarpar. dediğim şey; deniz feneri derneğinin içinden çıkan birkaç şerefsiz üzerinden halkın inandığı son kaleler yıkılıyor. önce siyasetçilere güven yıkıldı, sonra bankalara şimdide yardım kurumlarına ve son basamak olarak halkın kendisine ve savunucusu(tsk)na güveni yıkılıp son darbe vurulacak.