Üzerlerine alınmamaları için derilerinin ileri derecede kalın olduğunu düşündüğüm bir güruh tarafından sessizce ve fütursuzca görmezden gelinen karara çıkmış davadır. gerçi bu ülke açık kalan mikrafonlardan dökülen en basit kelimelerin dahi anlamını kavrayamayacak bir dönemden geçiyor şaşmamak gerek. Deniz feneri Uğur Arslan tarafından kurulmuş bir dernek, bir dönem genç kızların sevgilisi bile olmuştu Uğur Arslan. Davaya gelince, Almayada toplanan yardımların Türkiyeye ulaştırıldığının üzerine basılıyor ve burdaki dernek " bizim ilgimiz yok" diyerek tüm kapıları çarpıyor soranların suratına. Daha önce programın yönetmenliğini yapan birisi bir iddiada bulunuyor diyor ki " ambulansta tedavi edilen hastaların başında sadece bir pratisyen hekim olurdu, geri kalan sokaktan toplanan vatandaşlardı, hastalar hastaneye götürülüyormuş gibi yapılır, hastanede tedavisi yapılmış gibi fatura kesilirdi " çarpıcı bir iddia sonuç olarak toplanan para aklanırdı diye devam etmesi gereken bir iddia. peki Uğur Arslanın yanıtı ne " benim bir bilgim yok " Sorumlular bilgimiz yok dedikçe merak kalkanı kalınlaşıyor, yüzyılın yardım hareketi adı altında toplanan bağışların doğru yerlere iletilip iletilmediği meçhul, iz sınırda kayboluyor, alman yargısı açıkça mesaj veriyor " gerçek sorumlular türkiyede" neredeler peki? alacaklılarına kapısı duvar olan yimpaş mı? gittikçe pazar payı artan yeşil sermaye mi? yanıtları çok basit soruların dahi sorulmadığı tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkem.