paranın bozmayacaği insan yoktur. bir gramlik altin için bireyler kendilerini bir orospu gibi mezata cikartirlar. kim hayır ben öyle değilim derse yalan söyler. çünkü herkesin talep ettiği miktar farklidir.
kimisi bir simite parasına tav olur.
kimisi ise trilyona tav olur.
faust gibileri ise bir anlık mutluluk için mephistonun teklifine okey verir.
peki fiyat verildikten sonra ne olur?
elbette fiyati veren kişinin emrine amade olur.
işlenen suclarda her daim cürmü işleyen kişiyi yakalamak için her daim parayı takip etmek yeter de artar bile.
definecileri yakalanmalarina en büyük sbep altinin o manyak, cazibeli ve cilgin sehvetli piriltisiyla gelen aç gözlülüktür. bu büyü insanı esir alir. gollum gibi olsa birey kendini ahu tugba gibi hisseder. kıymetlim kiymetlim diye götünü yere cakar.
buyuzden dolayi amatorce başlayan işler iyi giderken işin içine para girince bireyler dahiliği değil de paranin tadini aldiklari için yamyamliği tercih ederler.
dünya tarihinde bütün devrimlerin önce kendi cocuklarini yemeleri daha sonra da yobazlasip çökmesinin sebebi budur.
güç, iktidar falan filan parayla sağlanir.
fkat bu araca fazla yaslanan bireyler kendi kafeslerini kendileri kurarlar.
bütün bunlara rağmen parayi bir amac değil de arac yapanlar estetiğe ulaşmak için kullananlar parayi kendilerine köpek yaparlar.
köpeklerini herşeyden ziyadesiyle severler.
fakat o köpeği ezmemek için yabancısı olduğu bir cocugu bile ezemez.