bunlara kırmızı ışıklardan geçerken çok rastlıyorum. daha doğrusu o zaman daha çok dikkatimi çekiyorlar. yayalara yeşil ışık yanmadan karşıya geçmeye çalışırken trafiği alt üst ediyorlar.
dün yine iki tane suriyeli kadına ışıklarda denk geldim. trafik çok hızlıca akarken bu ikisi geçmeye çalışıyor. ışıklarda da bekleyen biri sürü insan var. biz yayalarda, sanki survivor gibi izliyoruz bunları. bu trafikte de koşmazlar diye düşünürken, bunların yüzünde aptal bir sırıtma ile depara başladılar. "napıyor bu mallar" derken engeli aşamayacağını düşünen biri yolun yarısında geri döndü. diğeri "yarışmanın birincisi ben olacam" edasıyla ve yüzünde o aptal sırıtma ile devam ediyor. olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki, mili saniyeler içerisinde ben bütün olayları gözlemliyorum. bizim mal bütün engelleri bir bir aşıyor. son anda duran arabalar mı dersin, korna seslerinden kulaklar çınlıyor mu dersin, artık hiç biri bizim kurbağayı durduramıyor. son 2 adımlık yeri kalmıştı ki, en sol şeritten çok hızlı, gri renkli mercedes geliyor. öyle bir geliyor ki sürücü onu fark etmedi, kesin ezecek şakası yok! son saniye kala ben elimi kaldırdım. beni araç sürücüsü gördü ve yavaşladı. bizim mal son mili saniye kala arabanın sağ aynasına çarparak durdu ve sonra karşıya geçti. yüzünde hala aptal sırıtma ile arkadaşına gülerek arapça bir şeyler söyleyerek devam ettiler.
ne yalan söyleyeyim, orada kaza olsaydı en çok üzüleceğim kişi araç sürücüsü olurdu...