Bundan 3 sene evvelce, okulda sevdiğim ve teklif ettiğim bir kız vardı. Utana sıkıla, tüm cesaretimi toplayıp kendisine açıldım.
Öncesinde de az da olsa bir samimiyetimiz vardı. Merhabalaşır, ayak üstü sohbet ederdik.
Neyse, işte ben içimden geçenleri kendisine söyledim. Kendisi de gayet medeni ve açık sözlü bir şekilde ; bana karşı bir şey hissetmediğini, hislerinin arkadaşlıktan öteye geçemeyeceğini belirtti.
Ben de kendisine saygı duydum ve bu olayın üzerine toprak örttük.
Belki 6 ay sonra ben yine dayanamadım ve whatsapp'tan sınavla ilgili fikir alışverişinde bulunurken, kendisini sevdiğimi yineledim. Kendisi benzer şekilde bana karşı bir sey hissetmediğini, eğer iletişimimiz bana zarar verecekse, iletişimi koparmamızı teklif etti.
Ben de kendime küfredip, sinir oldum bir kez daha. Hayır dedim, bir daha bu konuyu sana açmicam. iletişimimizi koparmamıza gerek yok.
Yıllar yılları izledi ve büyüdük. Kendisi ile seviyeli ve dostane iletişimimiz devam etti.
Mezun olma durumuna geldik. Kendisi de ben de okulu uzattık.
Uzattığımız sene içerisinde yani bu sene, kendisi ile sohbetimiz daha da arttı.
Bu vakte kadar benimle asgari düzeyde iletişim kuran, sohbetimizin derslerden öteye gitmediği kız gitmiş, yerine sohbete açık, daha sıcak ve samimi bir kız gelmişti.
Elbette kendisinin de yaşı 24-25 civarı olmuştu.
Daha önce bana duygularından, iç dünyasından hiç bahsetmeyen kız, artık hayallerinden bahsediyor, hedeflerini paylaşıyor adeta benden güç ve tavsiye istiyor, bir nevi benimle dertleşiyordu.
Bi insanın size iç dünyasından, dertlerinden, hayallerinden söz etmesi çok kıymetli bir şeydir.
işte yine böyle sohbetlerde, arada bir laf evliliğe geliyor, kız şaka yollu; "kpss'yi kazanamazsam evlenerim artık" diyip gülüyordu.
Hislerime ve bilhassa da 6. Hissime pek güvenirim. Kızın yaşı da evlilik yaşına gelince, ben adeta onun için bir "acaba" olmuştum. Zihninde evlilik konusunda bir acaba oluşturmuştum. ilk kez belki de şöyle adam akıllı beni tanımaya, süzmeye başlamıştı.
Neden olmasındı ; eli yüzü düzgün, efendi, aynı bölümdeyiz... Olabilir demişti belki de.
işte bu derece samimiyeti, içtenliği bu yüzdendi.
Ama ben küstüm, birinin son tercihi olmak, belki de son raddede, çaresizlikten aklına geliyor olmak reddedilmekten, sevilmemiş olmaktan daha kırıcıydı.
"beni de kırdılar içimde kırdılar
karanlık camlardan sular akıyordu
şimşekli bir boşlukta saat vurdu
beni de kırdılar belki yalnızdılar
belki onların da çocukluğu yoktu
bütün şarkılara kapalıydılar
bir genç kız değmemişti saçlarına
beni de kırdılar ben artık küsüm
yağmurları yağmıyor ağaçlarıma
sularından içmiyorum susadım ama
beni de kırdılar soğuk bir ölüm
çevik bir bıçak gibi çakıldı aklıma
oysa bir şarkıyım yeniden doğan günüm
bütün şarkılara kapalıydılar"