gelenek ve göreneklerin yaşanılan yüzyıla ayak uydurması ve şartlara göre düzenlenmesi gerekli bir durum olmakla birlikte, asıl bunların tamamen terkedilmesi insanlığı yobazlığa götürmektedir. bugün ramazandaki davulcuya takan insanlar, yarın camilerde okunan ezana, direklerde duran bayraklara, vatan uğruna ölen şehitlere laf uzatacaklardır. bu bir genelleme olmamakla birlikte, yıkılan örf ve adetlerin kendinden sonra gelen gelenekler için temsil olduğu düşünülürse kendimize ne kadar yabancılaşmaya başladığımızın farkına varıyoruz. bu milliyetçi veya muhafazakar bir tavır değildir, bizi biz yapan değerleri koruyarak benliğimizi kaybetmemek içindir. ben bu ülkeyi ramazanda çalan davuluyla, iftar saatlerindeki telaşıyla, sabahın kör karanlığında sessizliği bertaraf eden ezan sesiyle, mahalledeki bakkal amcasıyla, ilkokulda takılan beyaz önlüğüyle seviyorum. kimi radikal kesimler gibi ya sev ya terket demeyeceğim ama sevmiyorsan saygı göster demek zorundayım.