lise 2 ve lise 3'te gitme gafletinde bulunduğum dershanelerdir. lise 3'te kadıköy'de bir yurdu vardı orada kalmıştım. daha doğrusu 1 hafta kalacaktım. dayanamadım 5.gün firar etmiştim. yurtta sabahtan akşama kadar etüt vardı haliyle. etütten bittikten sonra da, gece saat 10 gibi başlayıp 1 saat civarı süren, tüm öğrencilerin yerlere oturarak -tam bir cemaat kültürü içerisinde- bir kaç hocayı dinledikleri " dini " içerikli konuşmalar bütünü şeklinde tanımlayabileceğim özel bir " anlatım saati " vardı. bu dünyadan başlarlar ahiretten çıkarlardı. 5 gün kalmıştım ben. sadece 1 akşam katılmıştım, o da ne olduğunu merak ettiğim içindi. diğer akşamlar mazeret belirtip katılmamıştım. ama beyinlerin yıkanmaya başlandığı yer orası olmalı diye düşünmüştüm. sabahleyin fiks herkesi uyandırırlar, isteyen namaza kalkar istemeyen kalkmazdı. kesinlikle zorlama yoktu. ama psikolojik baskı vardı. bazıları namaza kalkarken, kalkmayan diğerleri kendini suçlu hissederdi sanki. duvarlarda zaman gazeteleri vardı doğal olarak. ve sürekli erkekler... yurtta da öyle, dershanede de.. hatta bir gün, kadının biri dershane binasına girmiş, matematik hocamız dersi bırakıp, kadını seyretmeye başlamıştı. kısa bir süre sonra derse döndü elbet.
eğitimi hakkında olumsuz bir şey söyleyemem. kötü değildi. ama başka yönlerden de kesinlikle boş durmuyorlardı. yanlış anlaşılmasın, namaz kılmayı tabii ki kötüleyecek değilim. ama onun yeri dershane değildir.