Nerden başlıyacağımı bilmeden yazıyorum
Tabancamı patlattım, şimdi ise satırlarıma start veriyorum . .
Bugünlerde nedendir bilmem hüzünlenesim geliyor durduk yere
Düşler kuruyorum kendimi avutan cinsten, boş yere
Saatime bakıyorum ki zaman geçsin, geçiş yapayım dünümden bugüne
Bu yüzündendir işte hep anlık yaşamalarım, yarını unutup dünümle avunuşlarım
iyiliğimi başkalarına bırakmıyorum, kendim suistimal ediyorum
Ya hakettiğinden fazla değer ya da onu hiç umursamıyorum
Korkuyorum, yalnız kalmaktan ve umursamamalarından,
Bunu düşündükçe üşüyorum..
Hayır, hatam nerde ? Düşünüyorum fakat bulamaıyorum..
Zihnimin derinlerine indikçe vurgun tutuyor kolumu, sıkışıp boğuluyorum.
Yatağıma uzanınca yalnız, gözlerimi kapatınca ölü sessizliğinde uyurum..
Ben hayallarimi o an kurup, yarınlarımın temellerini oluşturdum.
Geçmişime baktığımda bir çok yıkık evim var,
Şimdi istesemde malzemeden çalamıyorum..
Çok mu istediim bu hayattan ?
iki gıdım mutluluk değil de ne ?
Belki biraz yumuşak ve şefkatli kollardır ha ?
Onu ne zaman bulurum ?
Kendime hep bunu sorarım, cevabı beni tatmin etmese dahi.
Yapayalnızlık evreninde beni değil insan, bir çekim gücü dahi istemezken
Nasıl başka birinden bana yardım isterim ki?
Herkes kendi derdinde boğulurken,
Ben kendime nasıl beklerim yumuşak bir yardım eli ?
Evet işte tam bu anda susuyoruz ve bakıyoruz etrafa..
Aynı dertten müzdaripler ordusu yürüyor şafağa..
Belki sonunu bilmeden
Belki üzüleceğini bile bile gidiyor bir çoğu
Bak birileri varmış bile el sallıyor gelenlere
Bize diyorlar ki;
''BURASI DÜNYANIN SONU''...