aydın doğan 'a açık açık haftasonuna kadar süre vermiş politikacı. zaman aşımı durumunda ben konuşurum diyor.
gece haberlerde rastladım da ben tayyip erdoğan 'ı hiç bu kadar sinirli ve gözlerinden ateş saçar ifadesiyle görmemiştim. gerçi konuyu kimseden değil aydın doğan 'dan ele almak lazım gelir.
porno işleriyle uğraşırken koskoca medya patronu oldu, ileriki zamanlarda kendisinde bir emsalini görebileceğimiz cem uzan 'ın el koyulmuş medyasına uzandı. sonra marketing işine de el attı. ancak yaptığı yanlışlar şimdi onu bu duruma getirdi. yıllarca sırtını emin çölaşan 'a dayadı. şimdi ertuğrul özkök aynı sehpa görevini görüyor. yani aydın doğan 'ın balığı zaten baştan kokmuş manası çıkıyor buradan. yani eğer haklı oldukları bir durum varsa bile ki rastlamadık daha, yaptıkları saçmalıklarla zorla kendilerini haksız çıkartabilen yazarlar bunlar. yani deniz baykal muhalefeti uygulamakla kim nereye varmış olabilir, onu bile düşünemeyen insanlar. çalışmışsın kazanmışsın ve böyle bir hak eline geçmiş, gazetede baş köşeye karalayıp çiziyorsun ve bunu seviyesizlik için kullanıyorsun. misal bakın ahmet hakan çoşkun isimli şahıs! bu adam şu anda doğan grubunun gazetecilik ilkelerine uygun hareket edebilir. kolayına gelen o çünkü. şimdi bunlarında heps tesadüf müdür? hep aynı kitlelere aynı tarzda hitab eden bir kalem ordusu oluşturmak? olamaz tabiki!
aydın doğan hırslarının onu nerelere götürdüğünü görecektir en sonunda, sadece bir tahmin, kehanet diyelim sevmesem dahi. 9 ilaç değil 99 ilaç alıcak belki de en sonunda. üzerine oynadığı kitle elindeki kalemlere, piyonlara karşı bir gümbürtü koparacaktır. aslında hürriyet gazetesi yazarlarının büyük çoğunluğu zaten bunu haketmişti çoktan. şöyle açıklayalım;
nereden bir destek alınıyor ise bakıyorsun cengiz semercioğlu diye bir adam var kimdir nedir belli değil, adam da bir rahatlık, ona salla buna salla, zannettim ki hammurabi 'nin soyundan geliyorlar. ertuğrul özkök denilen adam da laubaliliğin dibine vurmuş, bir devletin başbakanı ile köşesinden kadeh kaldırma geyiği yapıyor. oktay ekşi evlere şenlik. ayşe arman 'a demeye laf bulunmuyor. yani zaten hep aynı kalemler dediğimiz bu kapıya çıkıyor işte. ama onlar da akarlarına bakıyor işte. davalarının adamı olsalar böyle davranmazlar elbette. ancak laubaliliğin boyutlarını da buralara kadar taşıyabiliyorar ise ortada artık bir tuhaflık vardır anlamına gelir.
ayrıca aklıma gelmiş iken aydın doğan sansür mansür ayağına yatmış. kendisini ilah gibi nitelendiren, en büyük destek aldığı gazete olan hürriyet daha düne kadar haberlere sansür uyguladığını söylemiyor mu idi? ertuğrul özkök 'ün söyledikleridir bunlar; " biz haberleri halka bildirmeden önce sansür uygularız, çünkü sonuçları yanlış yansıyabilir" imiş... hani özgürlüktü? televizyonda reklamlarda dramatizasyonu dibe vurdurarak "kimsenin eğitim hakkı elinden alınamaz" diyorsunuz ama! ne oldu türbanlılar? gazeteleriniz 2007 öğrenci affı hareketlenmesi hakkında kaç haber yaptı? baş yazarınız değindi mi? aydın doğan şimdi çıkıp da sansürden bahsetmesi ile kendisini küçük düşürmeyi kafasına koymuş gibi görünüyor.
senelerce sırtını emin çölaşan 'a yasladı sonra adamı kovdu, sonra gitti aynısından bir tane daha çıkardı başına aydın doğan efendi.
sonuçta tayyip erdoğan 'ın da canına tak etmiş olamlı ki bu çamur savurganlığı işler bu duruma geldi. aydın doğan sanki kendisi mi geldi bu noktalara da desteklenen çalık grubuna her türlü engeli koymaya, çamuru atmaya çalışıyor? muhtemelen tayyip erdoğan ve etrafındakiler bu duruma caydırıcı bir çözüm uygulamaya koyulacaklardır. belki de daha ciddi ilişkiler için olabilir. tayyip erdoğan sıcak birisidir, ancak kimseye duracağı yeri de baştan söylemez, karşı taraftan bekler, laubalilik görünce lafını da esirgemez. aydın doğan 'a da esirgemeyecek gibi görünüyor.
