üzerine birçok söz söylenebilecek bir türkiye sorunu. aslında bu sorunun temeli endüstriyel futbol'un ta kendisi.
1999'un Ağustos ayında yapılan Balkan Gençler Şampiyonası'nda 4 maçta 8 gol atmıştı Semih. Turnuva sırasında 5 gol attığı Yugoslavya maçını izleyen Fenerbahçe PAF takımı teknik direktörü irfan Saraloğlu tarafından beğenilerek 1999'un Eylül ayında Fenerbahçe PAF takımına transfer edildi. işte sorunun kaynağı tam olarak burası belki de. eğer 16 yaşında paf takıma transfer olmak yerine, 21 yaşında yüksek bir bonservisle a takıma transfer olsaydı belki çok daha büyük bir değeri olurdu camia'nın gözünde. ya da ismi semih değil de yabancı bir isim olsaydı daha büyük yeri olurdu.
Semih topu alır, iki kişiyi çalımlar, tam boştaki adama topu aktarmak isterken topu kaybeder. 52bin kişilik Kadıköy Arenasının yarısı ayaklanıp tepki gösterir. Aynı yerden, aynı pozisyonda Alex alır topu, 2 kişi geçer, bomboş pozisyondaki adama topu aktaramaz. Taraftar "ahh bee" deyip oturur yerine. kaynağının temeli türk futbol taraftarlarının yerli futbolculara verdiği değeri de kapsar yani.
çok merak ediyorum... eğer semih şentürk, 99'da değil de 2002'de yabancı kontenjanıyla yüksek bir bonservis bedeliyle transfer edilseydi. 14 milyon avroluk guiza yerine o para semih'e verilseydi durumu nasıl olurdur. ufak bir tahmin yapmak gerekirse; her maç ilk 11'deki yerini korurdu, nöbetçi golcü ünvanına hiçbir zaman sahip olamazdı. muhtemelen 2005-2006 gibi avrupa'ya transfer olurdu.