3 boyutta incelenebilecek eylemdir. Dini boyut, sağlık boyutu ve vicdani boyut...
Dinen (eğer burger king'in etleri domuz eti değilse, ki sanmıyorum, ama yine de araştırmak lazım) caiz olmadığı söylenemez. Söylenirse de bu dini cehalet olur. iftarını ister burger'da yaparsın, ister hacıoğlu'nda... Haa, sanmaki "hacıoğlu"nda iftar yapınca isminde "hacı" var diye ekstradan sevap yazılıyor.
Sağlık boyutuna gelince ise, herşeyden önce midenize yazık! Sen bütün gün yemek yememişsin, miden güzel gıda beklerken daya ona hamburgeri, patates kızartmasını, colayı...mideyi manyak edersin haliyle.
Vicdani boyutuna gelince, ki can alıcı nokta burası, şöyle bir mantıkla hareket ediliyor sanırım:
Burger King=Amerikan Sermayesi...Amerikan sermayesi=ABD... ABD=Müslüman düşmanı...Müslüman düşmanından yemek yemek=paha biçilemez...(hassktir, burasını beceremedim! Başa alıyorum) Müslüman düşmanından yemek yemek=günah...
Bu mantık zincirinde haklılık payı yok mu? tabiki de var. Peki sorun nerde? Sorun şurada ki bu mantık fazlasıyla düz ve pek fazla akıl kullanmayı gerektirmiyor. Peki dinimiz, biz müslümanlarda aklımızı kullanmamızı emretmiyor mu? Emrediyor. Bu düz mantıktan hareket edersek, ABD'deki tüm müslümanlarının boğazına kadar günaha batmış olması gerekiyor! Öyle ya, adamlar amerikalı ve ihtiyaçlarının çok büyük bir bölümünü "pis müslüman düşmanı amerikan ve yahudi sermayesi"ne para kazandırarak karşılıyor.
amacım haşa huzurdan burger king'ini avukatlığını yapmak değil. tam aksine bu satırların yazarı, güzelim iskender varken hamburgere kolay kolay yüz vermeyen tiplerden. sadece ve sadece olaylara derinlemesine bakmak daha menfaatimize gibi geliyor. zaten islam dünyasının başına ne geldiyse dinimizi yanlış anlamaktan, aklımızı yeterince kullanmamaktan geldi. Daha fazlası da gelmesin!!!
