garip olanı da şu. var ya şimdi bu zihniyetteki dümbükler allah esirgesin bi darbe falan olsun, ellerine türk bayraklarını alıp tankları en önde falan karşılarlar. 27 mayıs 1960'da böyle olmuştu. hatta bu ara sıra saçma sapan bi medeni cesaretle böyle teraziyi alır dötünüze sokarız huleayn tavrında efelenen süper demokratik irade ve karakter sahibi deloğlanların askerin yaptığı anayasaya %90 küsür falan oy verdiklerini ardından da özal'a %50'ye yakın oy verdiklerini de biliriz.
şimdi gelmiş bana bohem firma diyorlar.
bi kere bohem firma ne lan? yeni mi çıktı? bohem ne demek? anlamını bilmediği kelimeleri kullanan özenti ekolün frenk dilini kullanırken ara sıra içine düştüğü rezillikleri iğnelemekten ve rencide etmekten kendimi alamıyorum.
neyse göt etmeyi bırakıp temel konumuza dönelim!
bohem firma * denilen de çalışanlar, bohem olmayan mazlum mümin firmalarda çalışanların yarı parasını alırlar be. türkiye'de katılım bankaları da fena adam istihdam etmiyor değil hani. yıllık giyecek parası, yıllık hödelek tazminatı, yıllık hebelek ödentisi, yıllık çökelek tediyesi, üç ayda bi çift maaş. vay anam vay. sonra gel burada ağlan sızlan. benim zihniyetim seninkiyle aynı değil de. aynı lan tarak aynı. hepimiz aynıyız bak sıkma canını sen. ne kadar poponun çeperini yırtarsan yırt aynısın yok o laikçi deyip küfrettiğin despottan farkın yok yok.
belediye otobüsü şoförü 10 yıllık bankacıdan fazla para alıyor hele bi de sakallıysa ortalığın hanuna koyuyor.
ihaleler sakallıda, kadrolar sakallıda türbanlıda, cemaat holdingleri altın çağlarını yaşıyor ama kendi içlerinde endoekonomi geliştirmiş takılıyorlar. çoğu adam gibi vergi bile vermeden yiyor ne bok yiyorsa,
hey gidinin şerefli müminleri. ihale iş takipçisi, kadrolaşma ustaları oldunuz çıktınız başımıza. sistem sizi de adam etti aslanlar.