uzun zamandan beri içimde kopan fırtınalar, dün ondan kalan her şeyi yerle bir etti...birini çok sevmek ve ona verdiğin sevgi, yaptığın fedakarlıklar ve iyilikler silsilesi karşılığında onun sana hayatında görmediğin kadar büyük bir kötülük ve nankörlük yapması, acımasız ve vicdansız davranması sonucunda her şey toz duman oluyor...dün akşam doktor muayehanesinden çıktığımda hasta olmama ve o doktora gitmeme sebep olan kişiye karşı derin bir nefret hissim baskın çıktı...şimdiye kadar hep baskıladığım bu duygu sonunda tüm anılarımı silip süpürdü...
anladım ki birini sevmek onun da seni sevmesi anlamına gelmiyor.
anladım ki onun seni sevdiğini söylemesi gerçekten sevdiği anlamına gelmiyor.
anladım ki tüm iyi niyetin, sevgin onun amaçlarına ulaşması için kullanılıyor.
anladım ki onun sebep olduğu bir hastalığın oluyor ve o sana sırtını dönecek kadar nankör olabiliyor.
anladım ki gönülden veren, en fazla zarara uğrayan taraf oluyor.
anladım ki vicdan herkeste bulunmuyor, onlara verdiğin her şey israf oluyor...
ben geç de olsa doğru şeyi yaptığımı, doğru karar verdiğimi düşünüyorum. benim hayatımla oynayacak kadar acımasız olan kimseleri hayat çemberimin dışına aldım...
yıllarca duyduğum sevgiyi ve onun iyiliğine yaptığım her şeyi ona haram ettim...
kendisini de beni bu duruma getirebildiği için tebrik ettim. çünkü kolay değil birinin sevgisini nefrete dönüştürecek şeyler yapmak.
artık istediği hayatı, istediği kimselerle yaşayabilir. sonunda layık olduğu şeyi bulacağına da en ufak şüphem yok...
hayatın değişmez formülü = eden bulur.